Öfke...

Peygamber Efendimizin huzurunda iki kişi tartışır. Öyle ki onlardan birinin bütün damarları öfkeden kabarır adeta insanlıktan çıkar. Bu durum karşısında Efendimiz, “Ben bir söz biliyorum ki, onu...

Peygamber Efendimizin huzurunda iki kişi tartışır. Öyle ki onlardan birinin bütün damarları öfkeden kabarır adeta insanlıktan çıkar. Bu durum karşısında Efendimiz, “Ben bir söz biliyorum ki, onu söylese ondan bu öfke hali kalkar” buyurur. Ve bu sözün “Kovulmuş şeytandan Allah’a sığınırım” anlamına gelen “euzü…” olduğunu ifade ederler. Öfkeli adama bu durum bildirilir. Ancak adam o kadar kendini kaybetmiş bir haldedir ki, “Ben deli miyim…” karşılığını verir. 

İşte öfke böyledir. İnsanı insanlığından uzaklaştırır. Öfke, insanın bütün zaaflarını tetikleyen ve buna mukabil insandaki bütün erdemleri geçici de olsa örten en zayıf yanımızdır. Öfke, insanı hakikate karşı kör, nimetlere karşı nankör eder. Öfkeli insan Rahman’dan uzak, ama şeytana da o nispette yakındır. Çünkü acelecidir. Teenni, yani bir işin başı sonu düşünülerek yapılması Allah’tan, acele ise şeytandandır.

Bir hadisi kutside Rabbimiz, “Kuşkusuz benim rahmetim gazabımın önüne geçmiştir” buyurur. Ayette de O’nun rahmetinin her şeyi kuşattığı bildirilir. Öfkeli insan, Rabbimizin bu ahlakından mahrum kişidir. Çünkü onun şefkati, öfkesinin çok gerisinde kalmıştır. Her şeyi kuşatan rahmet esintilerinden, belli ki, öfkeli insan mahrum bulunmaktadır.

Nice telafisi imkânsız hatalar vardır ki, onlara sebep olan bir anlık öfkedir. Şeytan için öfkeli insanı yönlendirmekten, ona hata yaptırmaktan daha kolay bir iş yoktur da ondan. Cinayetler, katliamlar, insanın dünya ve ahiret saadetini tarumar eden kaotik eylemler, hatta aile içi şiddetler ve ardından çocuklarına olan şefkati bile hiçe sayan gayesiz, hedefsiz, maslahatsız boşanmalar ve daha onlarca yaşanılan olumsuz hal, hep bir anlık öfkenin eseri değil midir? 

Öfke sabrı törpüler, bitirir ve böylece sabra bağlı elde edilecek bütün kazanımları yok eder. Kinin, nefretin, düşmanlığın en çabuk ve en yoğun mayalandığı yer, yine insandaki öfke halidir. Yapılan iyilikleri başa kakmalar ve böylece yapılan iyiliklerin sonuçlarını sıfırlamalar da çoğunlukla öfkenin eseridir. Bu hailiyle öfke her hayra manidir.

Bir karıncanın ayağını ısırmasına öfkelenerek karınca yuvasını yakan peygamber Cenab-ı Hakk’tan uyarı almış, bir anlık öfkesi sebebiyle peygamberliğini kaybetmekle karşı karşıya kalmıştır. 

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
İran meselesi 20 Nisan 2024 | 492 Okunma Kıssadan hisse: Ağır emanet 13 Nisan 2024 | 404 Okunma Neşter... 06 Nisan 2024 | 588 Okunma Haydi canlar sandık başına 30 Mart 2024 | 183 Okunma Takva 23 Mart 2024 | 131 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar