'Kızılelma'ya hey... Kızılelma'ya!..'

Malazgirt Zaferi kutlamaları sırasında Turan ve Kızılelma kavramları birden konuşulur oldu.Turan, Kızılelma deyince birilerinin gözleri beleriveriyor.Recep Tayyip Erdoğan, geçen yıl Rize'de, adını koymadan Turan'ı...

Malazgirt Zaferi kutlamaları sırasında Turan ve Kızılelma kavramları birden konuşulur oldu.Turan, Kızılelma deyince birilerinin gözleri beleriveriyor.Recep Tayyip Erdoğan, geçen yıl Rize'de, adını koymadan Turan'ı göstermişti. (Bkz. Arslan Tekin, "Erdoğan'ın Turancılığı", Yeniçağ, 17 Ekim 2016). Sonra Malazgirt'te Kızılelma'dan bahsetti. Malazgirt Marşı'ndan mısralar okudu. Marşın son bendi "Kızılelma'ya hey... Kızılelma'ya!" diye biter.Son yıllarda, "Ya Allah, Bismillah Allahüekber!.." nakaratı meydanlarda ve stadyumlarda daha sık çınlayan bu marş 1971'de bestelendi ve ilk defa Malazgirt'in 900. yıldönümünde, savaş sahasında okundu. Besteleyen Bahri Yüzlüer'dir.Bahri Yüzlüer, Nev­zad Atlığ'ın yönetimindeki Kül­tür Bakanlığı İstanbul Devlet Klâsik Türk Müziği Korosu solistlerindendi. Kendisini, İstanbul Beyazıt'ta, Beyaz Saray'da Enderun Kitabevi'ndeki cumartesi sohbetlerinde tanımıştım.Gazetemizin İcra Kurulu Başkanı Ahmet Yabuloğlu, Yeniçağ'ın öncesi haftalık Kurultay'da, Bahri Yüzlüer'den dinlediği beste hikâyesini yazmıştı. Ondan aktarıyorum:"Rahmetli şairimiz Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu Malazgirt Zaferi'nin 900. yıl­dönümü dolayısıyla Selçuklu Tarih ve Me­deniyeti Enstitüsü'nün açtığı yarışmaya "Malazgirt Destanı" şiiriyle katılmış. Şiir de yarışmanın birincisi seçilmiş. Bu arada Malazgirt Zaferinin 900. yıldönümü kutla­ma şenliklerini bizzat Genelkurmay Baş­kanlığı üstlendi ve büyük bir program ha­zırladı. Bize de kısmet oldu, çağrı geldi. Malazgirt'e gitmeden çok kısa bir süre ön­ce Allah yine lütfetti ve Niyazi Bey'in bu dev şiirini besteledim. Şiiri ilk gördüğümde onu bestelemeyi çok arzu etmiştim ama bu iş gözümde Himalayaların zirvesine tır­manmak kadar büyümüştü. Çok zorlu bir işti; ancak, önceki tecrübelerimden aldığım cesaretle çalışmaya başladım. Sanki daha önce mevcutmuş gibi marş çıkıverdi. Marşı kimseye söyleyip öğretmeye fırsat bulama­dan kutlamaların yapılacağı Malazgirt'in yolunu tuttum.Kalabalık bir kafileyle oraya ulaştık. Kı­yamet gibi insan kaynıyordu. Türkiye'nin her yerinden gelen çok sayıda insan orada buluştu. Güreşler yapılıyor, davullar vuru­luyor, ateşler yakılıp üzerinden atlanıyor. Ergenekon yaşanıyordu orada... Marş bilin­miyor. Benden başka orada marşı bilen söyleyen yok. Niyazi Bey'le de ilk defa orada buluştuk. Kendisine şiirini besteledi­ğimi söyleyince çok memnun oldu. Ertesi sabah kutlamalara gelen gençlere gruplar hâlinde öğretmeye başladık. Bu çalışmamı­za Başbuğumuz (Türkeş) da bir süre nezaret etti. Böylece 'Malazgirt Marşı' ilk defa Malaz­girt Ovası'nda söylenmiş oldu.Başbuğ bana, 'Bahri Bey bunu tüm gençlere öğretin' dedi. İstanbul'a dönül­dükten sonra İlham Gencer Bey bu marşı bir eline aldı, pir aldı. Marş onun sayesinde milliyetçi gençliğe mal oldu. İlham Bey marşı bütün toplantılarda, Ergenekon, Bozkurt gecelerinde, alanlarda, mitinglerde, yürüyüşlerde söyletti. Marşın dev miting­lerde de söylenmesiyle artık bilmeyen kal­madı. Bu tür toplantıların hepsinde, itici, yürütücü motor olarak İlham Bey elinde akordiyonu ve o bomba gibi sesiyle marşı herkese öğretti." (Kurultay, 17 Nisan 2000).Turancılık ve Kızılelma meselesine devam edeceğiz.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Atatürk milliyetçidir 04 Şubat 2021 | 177 Okunma Sen kimin uşağısın?! 03 Şubat 2021 | 605 Okunma Tuğrul Bey ne dedi, fırsatçılar ne anladı? 02 Şubat 2021 | 269 Okunma Milliyetçiliğin azgını nasıl olur? 01 Şubat 2021 | 336 Okunma Eğer Saray, isterse CHP'yi susturabilir 31 Ocak 2021 | 595 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar