ABD Suriye’de çözümün değil, sorunun parçası

Türkiye Suriye konusunda ABD’in izlediği politikaları güvenilmez ve kendi güvenlik hassasiyetlerini göz ardı eden bir sorumsuzluk örneği olarak görüyor. Esasen şu anda ABD’nin Suriye’deki varlığı Suriye...

Türkiye Suriye konusunda ABD’in izlediği politikaları güvenilmez ve kendi güvenlik hassasiyetlerini göz ardı eden bir sorumsuzluk örneği olarak görüyor. Esasen şu anda ABD’nin Suriye’deki varlığı Suriye sorununun çok önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Çünkü ABD Suriye’de bir sorun çözmek üzere değil, bölge ülkeleri ve halkları için sorunu daha da derinleştirmek, yeni sorunlar üretmek üzere bulunuyor.

Bir terör örgütünü allayıp pullayarak bir “Demokratik Güç” olarak lanse etmeye, bu örgüte meşru bir devlete parayla satmadığı tonlarca silahla destekleyip ondan “demokratik” değilse bile önemli bir “silahlı güç” üretmeye çalışması hem Suriye’nin hem de bölgenin bütün siyasi dengelerini altüst ediyor.

Bu altüst olmuş dengelerin en büyük zararını Türkiye görüyor, en ağır faturasını da başta Suriye halkı olmak üzere Türkiye ödemek durumunda kalıyor. ABD ise Türkiye’nin bu konudaki hassasiyetini görmüyor değil, o yüzden Türkiye’yi de idare etmeye çalışıyor, ortak devriye birlikleri çıkararak, Türkiye’nin hassasiyetlerinin de gözetilmekte olduğu izlenimini vermeye çalışıyor. Oysa bu taktiği Türkiye Münbiç’ten çok iyi hatırlıyor. Bu taktiğin neticesi Türkiye’ye ve bölge halkı Suriyelilere hiçbir alan bırakılmayan bir PYD hegemonyasının iyice yerleştirilmesi oldu.

Münbiç’teki oldu-bittinin de bu şeklide devam edebileceğini kimse sanmasın. Oluşturulan yapı Suriye sosyolojisine de demografik dengelere de tamamen aykırı çünkü. Halihazırda Türkiye’de Münbiç’ten bu dayatılan düzen yüzünden göç etmek zorunda kalmış ve kendi evlerine, arazilerine dönmeyi bekleyen kaç Suriyelinin olduğu belli. Ne kadar uzun süre PYD orada ABD’nin kendisine yüklediği silahlara güvense de, orayı kendinin bilmesin.

Şu anda ise Münbiç’te oynanan oyunun Fırat’ın doğusunda da aynen tekrarladığı görülüyor. Aynı yılanın deliğinden ikinci kez ısırılmamızı kimse beklemesin. ABD Türkiye’yi hem NATO’da müttefiki olarak tutup hem de bu ittifakın en önemli gereklerinden biri olan üye ülkelerinden birine yönelen tehdidi kendi üzerine alınması beklenirken bizzat kendisi bir tehdit üretiyor, hem de terör örgütlerinden.

Türkiye’nin bu net tavrı aslında her ne kadar ABD’nin siyasetine karşı da net bir tavır iken, bir yandan da ABD içindeki demokrat, samimi, terör karşıtı çevrelere de kendi ülkelerinin ne tür işlere bulaştığını görme fırsatı sağlıyor. Muhtemelen ABD’de bir çok insan ülkelerinin Suriye’de gerçekten teröre karşı savaştığını ve olumlu değerler adına burada olduğunu sanıyor. Burada ABD adına faaliyette bulunanların kendilerini de aldatarak ülkelerini büyük bir batağa sürüklemek adına ne haltlar karıştırdıklarının farkında değiller.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Amerikan üniversitelerinde Aksa Tufanı dalgaları 04 Mayıs 2024 | 228 Okunma Filistin’e Özgürlük ve Bağımsızlık için Parlamenter İnisiyatifi 01 Mayıs 2024 | 59 Okunma İstanbul’da bir Yemenli âlim: Abdülmecid el-Zindanî 27 Nisan 2024 | 231 Okunma Sudan’da olanlar da Sudan’la sınırlı değil 24 Nisan 2024 | 226 Okunma Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından 20 Nisan 2024 | 271 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar