Zaruret hâlinde orucu bozmak

Kullanılmadığı zaman insanın helakine sebep olan yasak şeyi kullanmak zaruret olur.     Sual: Açlık veya susuzluk gibi böyle zaruri durumlarda başlanmış oruç bozulabilir mi? Cevap: Konu ile...

Kullanılmadığı zaman insanın helakine sebep olan yasak şeyi kullanmak zaruret olur.
 
 
Sual: Açlık veya susuzluk gibi böyle zaruri durumlarda başlanmış oruç bozulabilir mi?
Cevap: Konu ile alakalı olarak Uyûn-ül-besâirde deniyor ki:
“İnsanın kullandığı şeyler beşe ayrılır. Bunlar zaruret, ihtiyaç, menfaat, ziynet ve fudüldür. Kullanılmadığı zaman insanın helakine sebep olan yasak şeyi kullanmak zaruret olur. Kullanılmaması sıkıntıya, meşakkate sebep olursa, buna ihtiyaç denir. Faydası, menfaati olmayıp, yalnız gösteriş için kullanılan şeye, ziynet denir. İhtiyaç olunca, orucu bozmak caiz olur. Bahr-ür-râıkda diyor ki; “Bir ibadete başlayınca, bunu özür olmadan bozmak haramdır. Farz olan orucu bozmak için sekiz özür vardır: Hastalık, sefere, yolculuğa çıkmak, ikrah yani zalimin zorlaması, kadının hamile olması, çocuk emzirmek, açlık, susuzluk ve ihtiyarlık.” Uyûn-ül-besâir kitabında bildirilen ihtiyaç, bu sekiz özürden biri demektir.
Buğday ekmeği, koyun eti, yağlı yemek, menfaattir. Tatlı yemek, ziynettir. Mubahları kullanmakta taşkınlık, fudüldür. Zaruret olunca, yalan yere yemin etmek caiz olmaz. Tariz söylemek, yani iki manalı kelime söyleyip yemin edilir. Aç kalanın ölmeyecek kadar leş yemesi, zaruret olur. Abdest alırken elbiseye su sıçraması, hayvan idrar yaparken, üstündekinin elbisesine sıçraması zarurettir.”
           ***
Sual: Zengin bir kimse, niyet etmeden para, mal dağıtsa, bu verdiği para ve mallar zekât yerine geçer mi?
Cevap: Her ibadete mahsus olan farzların yerine getirilmesi şarttır. Zekâtın da farzı yerine getirilmezse, zekât verilmiş olmaz. Zekâtın farzı birdir, bu da, niyet etmektir. Niyet kalp ile olur. Malın zekâtını ayırırken veya Müslüman fakire verirken; “Allah rızası için, zekât vereceğim” diye niyet edip de fakire veya zekâtını fakirlere vermek için vekil ettiği kimseye verirken hediye veriyorum dese, caiz olur, söze bakılmaz. Zekât ve sadaka diye birlikte niyet ederse, İmâm-ı Ebû Yûsüf'e göre, zekât olur. İmâm-ı Muhammed'e göre, sadaka olur, zekâtını vermemiş olur.
           ***
Sual: Zekâtını vermeden ölen kimsenin zekât borçlarını, mirasçıları ödeyecek midir?
Cevap: Vasiyet etmemiş meyyitin, bıraktığı maldan zekât borcu verilmez. Çünkü niyet etmesi lazım idi. Vârisleri, kendi mallarından ödeyebilirler. Bu takdirde, zekâtın iskatı yapılmış olur.
YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Rüyada Resulullah efendimizi görmek 16 Mayıs 2024 | 199 Okunma İslâmiyet'in yayılmasına hizmet etmek 15 Mayıs 2024 | 66 Okunma Doğru yoldan ayrılmanın sebebi 14 Mayıs 2024 | 105 Okunma Kur'ân-ı kerim, indiği gibi kalmıştır 13 Mayıs 2024 | 16 Okunma Zekâtı verilmeyen mallar 25 Mart 2024 | 331 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar