Yarın var mı?
Bazı tuzu kurular ve kainatın kilitli kapısını çilingir marifetiyle açtığını vehmeden ebedi kurtulmuşlar hemen cevap vereceklerdir. Tanrının olduğu yerde yarından şüphe duymak niye? Hatta böyle bir...
Bazı tuzu kurular ve kainatın kilitli kapısını çilingir marifetiyle açtığını vehmeden ebedi kurtulmuşlar hemen cevap vereceklerdir. Tanrının olduğu yerde yarından şüphe duymak niye? Hatta böyle bir soru sormak bile ne kadar abes. Elbette yarın vardır ve mutlaka olacaktır. Oysa gayb başka bir şeydir yarın başka. Tanrının yarını gaybladır. İnsanınki gelecekle, zamanla, yarınla. Yarın tam anlamıyla bize hayat olacak olan zamandır. O zamanın karşısında herkesin sorumluluğu vardır. Gayb ise yarının ötesinde bambaşka bir çerçevedir sorumluluğu insana yüklenemez. Yarını düşünmek, onu hesap etmek sadece bilgiyi, öngörüyü hatta hayal gücünü devreye sokmak yetmez aynı zamanda erdem de gerektirir. Geçmişte insanı bu sorumluluğun yükünden kurtarmak adına farklı mezhepler, meşrepler, yollar ve düşünceler geliştirildi. Gününü gün etmekten tutun yarının külünü bugünden avuçlarına bırakacak yangını ateşlemeye değin kimisi sakin kimisi ateşin nice meslek icat edildi. Kitaplar yazıldı. Mektepler kuruldu. Fakat yarın yazar ‘yarın diye bir şey yoktur’ deyip çıksa bile hep ortada durdu, hayatta kaldı.
Varlıklar içinde güvensizliğe en açık canlıyız ve antropolojik yaralar bile...