Bu ne dünya kardeşim böyle…
Özgürlükçü ilkeler geriliyor, her yerde… Adını nasıl koyarsak koyalım, ister otoriterliğin dirilişi, ister millî devletin yeniden doğuşu diyelim; gerekçe olarak kültür savaşlarını...
Özgürlükçü ilkeler geriliyor, her
yerde…
Adını nasıl koyarsak koyalım, ister otoriterliğin dirilişi, ister millî devletin yeniden doğuşu diyelim; gerekçe olarak kültür savaşlarını, olmadı küreselleşmenin sonuçlarını işaret edelim; başta liberal-özgürlükçü değerlerin doğduğu ülkeler olmak üzere, küresel satıhta bir demokrasi krizi yaşanıyor. Toplumların tepkileri öteki kültüre yöneliyor; kültürel dışlayıcı bir milliyetçilik yükselirken tırpan, liberal değerlere yöneliyor.
Avrupa’daki, Amerika’daki dip akıntılarının çok geçmeden gelip Türkiye’yi de kuşatmadığı bir dönem yoktur.
Örnek yakın. Batı’da demokratik değer ve beklentilerin henüz bu denli seviye kaybetmediği dönemde, AK Parti, çok kültürlülüğü vadeden bir istikamet izliyordu. Dindar (Müslüman) ve laik kesimleri bir arada yaşatabilecek bir model-ülke olarak kabul ediliyordu.
Arap Baharı’nın ikinci evresi Batı ve İslam değerlerini bir kez daha karşı karşıya getirince, IŞİD rüzgârı sertleşince ve benzer birikimler yüzeye çıkınca, bunlar, Batı’da tek kültürlülük arayışlarının, millî egemenlik ve millî devlet vurgularının, yabancı sevmezliğin, aşırı sağın; velhasıl her seviyede otoriter...