Erdoğan... Siyasi ve ekonomik gerçekçilik

TBMM'nin yeni yasama yılına başladığı 1 Ekim 2018 tarihi, Türkiye'nin "siyasi, ekonomik ve diplomatik" yol haritası için bir manifestoya sahne oldu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Meclis'i açılış...

TBMM'nin yeni yasama yılına başladığı 1 Ekim 2018 tarihi, Türkiye'nin "siyasi, ekonomik ve diplomatik" yol haritası için bir manifestoya sahne oldu.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Meclis'i açılış konuşmasında altı çizilecek pek çok husus vardı. Bence en önemli husus, "yeni dönemin ruhu" başlığı altındaki çağrısında gizliydi.
Cumhurbaşkanı'nın, "Birlikte çalışma, birlikte inşa, birlikte başarma" mesajı ne kadar değerli ise ana muhalefetin daha ilk günden bu çabayı sekteye uğratan nobran tavrı da o kadar üzücüydü.
Sn. Erdoğan'ın "siyaseti okuma, devletin dinamiklerini bilme ve kamuyu yönetme" özellikleri, taraflı tarafsız herkesin kabul ettiği bir gerçek. Ancak, Sn. Cumhurbaşkanı'nı ayrıştıran bir başka özelliği daha var ki o nokta çok belirleyici. "Nedir o?" derseniz...
Cevabı, "Gerçekçiliktir!" Bu gerçekçilik, sorunlarla yüzleşme, teşhis etme, tedavi reçetesi geliştirme için gerekli olan "pragmatik çözümlerle" de birleşince, netice almak mümkün oluyor.

***
Birilerinin pompaladığı şekli ile Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomideki sorunları tek başına dış güçlere bağlamıyor. Aksine... Dış güçlerin, özelde ABD'nin stratejik ortaklıkla bağdaşmayan tutumunun, Türkiye ekonomisine bedel ödettiğini kayda geçiriyor.
Ekonominin bünyesel risklerini reddetmiyor. Yönetilebilir bu risklerin, Türkiye ekonomisinin gerçekleri ile örtüşmeyen faktörler nedeni ile ek maliyetler üretmesine tepki gösteriyor.
Nitekim şu cümlesi mevcut tabloyu net biçimde özetliyor:
"Amerikan yönetimi, aramızdaki siyasi ve hukuki sorunla diyalog yerine tehdit ve şantaj diliyle çözmeye çalışmak suretiyle bu yanlış yola girmiştir. Güya bize bedel ödetmeyi amaçlayan bu yöntem, aslında en büyük zararı orta ve uzun vadede Amerika'ya vermektedir!"
***
Cumhurbaşkanı, cümle âleme şunu da söylüyor:
"Türkiye kimseden para talep etmiyor. Bütün çabamız uluslararası sermayenin ülkemizde yatırım yapmasını sağlamaktır!" Ve devam ediyor: "Sanayicimizin, tüccarımızın, esnaf ve sanatkârımızın, tarım sektörümüzün, ücretli kesimin, velhasıl milletimizin yaşadığı sıkıntıları biz gayet iyi biliyoruz. Enflasyondan, faizlerden, döviz kurundan bunalan, işini çevirmekte zorlanan herkesin yaşadıklarını yakından takip ediyoruz.
Bankacılık sektörünün hareket alanının daralmasından kaynaklanan finans sıkışıklığının yol açtığı zincirleme sorunların öneminin ve aciliyetinin de farkındayız.
Tüm bu sıkıntıların çözümüne yönelik hazırlıklarımız var!" Ve son söz: "Hiçbir sanayiciyi, tüccarı, çalışanı, vatandaşı vicdan ve ahlak yoksunu tefecilerin, iyi günde ortaya çıkıp kötü günde kaybolan fırsatçıların insafına terk etmeyeceğiz!"
YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Görmesi netleşen Özel, açıkgöz CHP’liler... 25 Nisan 2024 | 296 Okunma Makbule Atadan... ‘İnsanüstü Atatürk... Hakiki Atatürk’ 23 Nisan 2024 | 211 Okunma Değişim, dönüşüm ve zamanın ilerisinde koşmak 20 Nisan 2024 | 143 Okunma Erdoğan... Bir Liderlik Dersi! 18 Nisan 2024 | 383 Okunma İran, İsrail... Madalyonun iki yüzü! 16 Nisan 2024 | 159 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar