Duygusuz, duyarsız ama akıllı sistemler

Pazar günkü yazımda iki filmden ve Philosophy Now’daki bir makaleden hareketle yapay zekanın doğurabileceği etik sorunları tartışmaya, bu sorunları düşünmenin “lüks” olmadığını vurgulamaya...

Pazar günkü yazımda iki filmden ve Philosophy Now’daki bir makaleden hareketle yapay zekanın doğurabileceği etik sorunları tartışmaya, bu sorunları düşünmenin “lüks” olmadığını vurgulamaya çalışmıştım. O yazının ana konusu yapay zekaya sahip robotların bizler gibi duyguya, acı hissine sahip olmaları halinde ne gibi haklardan yararlanmaları gerektiği üstüneydi. Bilinçli bir makinayı sadece makine olarak mı görecektik. Yoksa bizlerin -teorik de olsa- yararlandığı haklardan yararlanmalarına müsaade mi edecektik. Bu yazı ise hak arayışının ve anlayışının ötesinde. Çünkü duygusuz, duyarsız ama akıllı robotlar hakkında. Artık hayatımızın her alanına giren yapay zekalı yaratıklar giderek artan bir şekilde bizi kontrolleri altına alıyor. Gittiğimiz yerlerde gözlemleniyoruz, yüzümüz taranıyor ve tanımlanıyor. Telefonumuzdaki navigasyon uygulaması sabahları işyerimize, akşamları evimize kaç dakikada ulaşacağımızı bize sormadan söylüyor. Yakında yollarımızda şoförsüz arabalar göreceğiz.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Diplomaside hareketli bir hafta... 24 Nisan 2024 | 126 Okunma Garip savaş... 21 Nisan 2024 | 97 Okunma İran saldırısının düşündürdükleri 17 Nisan 2024 | 507 Okunma Distopik bir geleceğe doğru… 14 Nisan 2024 | 120 Okunma Biraz nostaljinin kimseye zararı olmaz... 10 Nisan 2024 | 63 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar