Yüzde Kırık Dokuz Buçuk

Demokratik seçimlerle iktidara gelen ilk başbakanın asıldığı bir ülkede, “yargılanacaksınız” sloganı üzerinden bir seçim kampanyası yürütmek cesaret isteyen bir marjinal delilik hâli...

Demokratik seçimlerle iktidara gelen ilk başbakanın asıldığı bir ülkede, “yargılanacaksınız” sloganı üzerinden bir seçim kampanyası yürütmek cesaret isteyen bir marjinal delilik hâli olmalı normalde, Türkiye'de olmuyor. Mevcut cumhurbaşkanının yargılandığı, hapse atıldığı bir eski Türkiye fikrini savunanların “hiç mi ders almadınız” sorusuna muhatap olması gerekiyor normalde. Lakin Türkiye'de bu olmuyor.

Mazisinde uzun bir darbeler ve o darbeleri destekleyen “ilerici” entelektüeller tarihi yatan bir ülkede, siyaset dışı yöntemleri sopa gösterip, nefret saçmayı solculuk, liberallik, demokratlık sanmak, kötü bir fikir olmalı normalde, Türkiye'de olmuyor.

Oy oranı %40 ila %50 arasında sörf yapan bir partinin seçmenlerine uzaydan gelen işgalciler muamelesi yapmak, sokaktaki iki kişiden birini kendi istediği partiye oy vermediği için sürü, faşist, kötü diye aşağılamanın aslında ırkçılık olduğunun bilinmesi gerekiyor normalde. Ancak Türkiye'de bilinmiyor.

Dünya literatürüne birkaç istisna dışında katkı sunamamış, dedikoduyu akademik üretim, tembel slogancılığı cool Fransız entelektüel pozu sanmak meczupluk olarak görülmeli normalde. Ama Türkiye'de görülmüyor.

Peki neden? Nasıl olur da muasır medeniyetin yerli şubesi olmayı tekeline almış bir söylem sadece kendi yeşerdiği ülkeden değil, dünyanın geri kalanından bu kadar kopuk olmayı ve kalmayı başardı?

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Musul sonrası DEAŞ 13 Temmuz 2017 | 1.392 Okunma Kıbrıs sorunu neden çözülmedi? 11 Temmuz 2017 | 351 Okunma G-20'ye dair notlar 10 Temmuz 2017 | 418 Okunma Mülteciler üzerinden bir provokasyon girişimi 06 Temmuz 2017 | 1.539 Okunma Bir tuhaf Körfez politikası 04 Temmuz 2017 | 385 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar