“Âdeta malları kapışıyorlardı. Fiyat sorma falan yok. Mal kapışılıyor, ondan sonra para ödeniyordu...”
Ben bu adamı ufak bir tezgâhta yumak, iğne-iplik, tarak, boncuk,
tespih gibi hem yükte hem de fiyatta hafif objeler satarken
tanıdım. Tanıdıkça da hayret ettim… İbret aldım…
Tanışmam aslında şöyle oldu: Ben, bir arkadaşla sohbet ederken
Tekirdağ’da Ertuğrul Mahallesi’nde oturduğumu söyleyince o da beni
duymuş ve bana gelerek veresiye verdiği kişilerden bazılarının bu
mahallede oturduğunu söyledi. Alacaklarını alamadığı için zor
durumda kaldığını anlattı. Adam için hayat zordu. Emekliliği
olmadığını, gelirinin çok düşük olduğunu, kıt kanaat geçindiğini
elektriği, suyu olmayan eski evde kaldığını da anlattıktan sonra
bana “sen nerelisin?” diye sordu. Ben de;
“Zonguldaklıyım ve burada merkezde öğretmenlik yapıyorum” dedim.
Bunu duyan adamın gözleri yaşla doldu ve anlatmaya...