“Sağ elinin içini uzatmışlar ve
'akşam rüyanızda gördüğünüz gibi öpünüz'
buyurmuşlar...”
Size “Rüyada içtiğim süt”
başlıklı hatıramı göndermiştim. Daha sonra 1969 yılında bir Kurban
Bayramı'nda o zaman Işık Kitabevi'nde yaşadığım ve unutamadığım
hatıramı da paylaşmak istiyorum... O hatırada aklımdan geçen
soruların cevabını da o mübarek zat daha sual etmeden cevapladı
demiştim.
Acaba neydi, aklımdan geçip
cevabını aldığım sualler? Hüseyin Hilmi Efendi, kitabevini
teşriflerinden sonra bayramlaştılar ve bir kanepeye oturdular.
Konuşma esnasında tanımadığım bir beyefendinin mırıldanışını
duydum. "Ben cevabımı aldım” diyordu. Ama bir şey sormamıştı ki.
Ben konuyu anlamaya çalışırken o mübarek zat: “Efendim
ailelerimizin hakkı üzerimizde çoktur. Onlar bizim çamaşırımızı
yıkamakla, pantolonumuzu ütülemekle, yemeğimizi pişirmekle dinen
mükellef değildirler. ‘Çorbanın tuzu çok olmuş’ diye hanımlarımızı
azarlamaya hakkımız yoktur” diye söylediğinde yanımdaki o
beyefendinin “cevabımı aldım” dediği gibi ben de
cevabımı...