Genç kadın yönetmen Alice Rohrwacher’in Lazzaro Felice adlı
İtalyan filmi, Mutlu Lazzaro diye Türkçeye çevrilmiş, fakat Lazzaro
Mutluluğu diye çevirmek daha doğru gibi geldi. Çünkü film, Lazzaro
isimli bir kişinin mutluluğunu değil, fakat Lazzaro’nun simgelediği
saf ve temiz köylü karakterinin mutluluğunu anlatıyor. Lazzaro,
İtalya’nın kenarında kalmış, Ortaçağ ilişkilerinden tam
kurtulamamış bir köyün genci. Çocuk da denebilir.
Aslında Lazzaro’yu hepimiz tanıyoruz. O saflık, o insancıllık
İtalyan köylüsüne özgü değil. Lazzaro, yedi iklimde, hele Asya
ülkelerinin kırsalında hâlâ yaşıyor.
NE GELİR ELİMİZDEN İNSAN OLMAKTAN BAŞKA
Lazzaro, aldatılmaktan adetâ mutlu olan bir köylü genci. O’nun için
aldatılmak, kandırılmak, sömürülmek yok, her durumda başka
insanları sevindirmek var. O’nun için kötü insan yok, yalnızca
mutlu edeceğimiz insanlar var. O insanlar Markiz olabilir,
Markiz’in şımarık ve bencil oğlu olabilir, hırsız olabilir,
dolandırıcı olabilir, kentteki işçi simsarı olabilir, kendisine
kapı açmayan eski dost olabilir, papaz olabilir, Lazzaro için kötü
insan yok, yalnızca hizmet edilecek, mutlu edilecek insanlar
var.