Türkiye’nin ilk savaş uçağının gökyüzüne kanatlanması, büyük bir başarı, bütün milletimiz için gurur kaynağı. Millî savunma sanayimiz için büyük bir atılım. Güveniyoruz, motorunu da yapacağız.
Fakat ismindeki mahcubiyet, özgüvensizlik niçin? Millî savunma sanayimize Yumuşak G mahcubiyeti yakışıyor mu?
Türkçemizde Kaan diye bir sözcük yok, Kağan var. Latin abecesiyle okuyup yazan Batılıların dillerinde Yumuşak G (Ğ) yok. Kağan’ı onlara sunamıyor Kaan’ın isim babaları.
Dilbilimci Christopher, Kagan sözcüğünden gelen han unvanına ilk kez “Siyenpilerin soyundan gelen Avarlarda” rastlandığını belirtiyor (Christopher P. Atwood, Encyclopedia of Mongolia and the Mongol Empire, 2004, s. 302). Sienbei’ler bilindiği gibi MS Birinci Yüzyılda Hsiungnuların (Hunların) yıkılışından sonra Orta Asya’ya hakim oldular ve daha sonra Çin’in Kuzeyinde Kuzey Çin İmparatorluğunu kurdular. Dillerinin Türkçe olduğunu, Dunhuan’da Sienbei Sözlüğü bulduğunu söyleyen Fransız Sinoloğu Pelliot’dan öğreniyoruz. Kiraz Perinçek Karavit, şimdi dünyanın her köşesinde o sözlüğü arıyor.
Türkçemizde Kagan ünvanını ilk kez 8. yüzyılda Orhon Yazıtları’nda görüyoruz. Büyük Dilbilimcimiz Prof. Dr. Talât Tekin’in Orhon Yazıtları’nda en çok geçen sözlüklerin başında Kagan geliyor. Kültigin, Bilge Kagan ve Tonyukuk yazıtlarının hangi yüzlerinde ve hangi satırlarda Kagan sözcüğünün geçtiğini bilmek isterseniz, s.145-146’ya bakabilirsiniz. Genel Yayın Yönetmenimiz İlker Yücel bu yazıyı beklediği için sayamadım, merâk edenler sayabilir.
Açalım Türkçe sözlükleri ve kökenbilimi sözlüklerini Kaan diye
bir sözcük yok.
Türk Dil Kurumu’nun
yayınladığı, Prof. Dr. Halûk Akalın başkanlığında hazırlanan Türkçe
Sözlük’te Kaan yok, Kağan var. 1266. sayfada Kağan karşılığında
şöyle yazıyor: Hanların bağlı olduğu devlet başkanı, hakan,
imparator (11. Baskı, Ankara 2019).
Şemseddin Sami’nin Kamus-ı Türkî’sinde Kaan yok, Kağan var (Türk
Dil Kurumu Yayınları, haz. Paşa Yavuzarslan, 3. Baskı, s.570).
Ali Püsküllüoğlu’nun Türkçe Sözlük’te Kaan yok Kağan var (Doğan
Kitap, 5. Baskı, Ekim 2004, s.968).
Büyük bilim adamı Andreas Tietze’nin 10 ciltlik Tarihî ve
Etimolojik Türkiye Türkçesi Lügati’nde Kaan yok (Dördüncü cilt,
s.51).
İlhan Ayverdi’nin Misalli Büyük Türkçe Sözlük’te, Kaan yok, Kağan
var (Kubbealtı Lugati, Milliyet, 2. Baskı, s.601).
Türkçe Kökenbiliminin büyük bilimcisi Clauson, kagan ve han
sözcüğünü köklerinin çok eskiye dayandığını belirtiyor. Ancak Kaan
diye bir sözcüğün adını dahi anmıyor (Clauson, An Etymological
Dictionary of Pre-Thirtheenth-Century Turkish, Oxford At The
Clarendon Press, 1972, s.630).
Prof. Dr. Hasan Eren’in Eren Türk Dilinin Etimolojik Sözlüğü’nde
Kaan yok (Türk Dil Kurumu Yayınları, haz. Şükrü Halûk Akalın,
Ankara 2020).
Prof. Dr. Tuncer Gülensoy’un Türkiye Türkçesindeki Türkçe
Sözcüklerin Köken Bilgisi Sözlüğü’nde Kaan yok, Kağan var (I. Cilt,
Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara, Birinci Baskı, Kasım 2007,
s.451).
İsmet Zeki Eyüboğlu’nun Türk Dilinin Etimoloji Sözlüğü’nde Kaan yok
(Sosyal Yayınlar, İkinci basım, İstanbul Şubat 1991).
Sevan Nişanyan’ın Sözlerin Soyağacı’nda Kaan yok, Kağan var.
Nişanyan, “ilk kez 4. Yüzyılda Hsienpi hükümdarlarının sıfatı
olarak kaydedilmiştir, bilinmeyen bir eski Asya dilinden alıntı
olasılığı güçlüdür” diye yazmış (Everest Yayınları, 4. Basım,
s.289).
Prof. Dr. Günay Karaağaç’ın Türkçe Verintiler Sözlüğü’nde Kaan yok,
Kağan var. Kağan sözcüğü Türkçeden Farsçaya, Arapçaya, Rusçaya,
Bulgarcaya, Orducaya ve İngilizceye geçmiş (Türk Dil Kurumu
Yayınları, Birinci Baskı, Ankara 2008, s.415).