Şov dünyasının gidişi nereye?

Köşemizin kıdemli okur/ yazarlarından Kamil Çetin dostum, konserleri eksen alarak, şov dünyamızın içine düştüğü acınacak durumu analiz etmiş: "Sayın Yüksel Aytuğ; acısı...

Köşemizin kıdemli okur/ yazarlarından Kamil Çetin dostum, konserleri eksen alarak, şov dünyamızın içine düştüğü acınacak durumu analiz etmiş:
"Sayın Yüksel Aytuğ; acısı, hüznü ile 2018/2019 sezonunu arkamızda bıraktık. Yeni sezon herkese hayırlı, uğurlu olsun. Biten sezonun genel bir analizini yaptığımız zaman görünen tablo hiç de iç acıcı değil. Özellikle sporda ve sanatta...
Spor konusunu gelecek haftaya bırakarak sanat sektöründeki vahim duruma değinelim:
Yıllardır ülkemize dünya çapında bir sanatçı gelmiyor.
Konser organizasyonları ise bir-iki istisna dışında 20-25 yıldır sahnelerde olan (bu süre 50 yıla kadar çıkabilir), yaşa bağlı ses ve fiziksel performans düşüklüğü yüzünden sahneye ikili çıkan, oturarak şarkı söyliyebilen kerameti kendinden menkul şarkıcılarımızla ayakta kalmaya çalışıyor... Bu acı durumu açıklamaya ise geçen hafta yaşadığımız son örnek yeter. Hayatında sahneye çıkmamış, eline mikrofon almamış, şarkı söylemeyi bile bilmeyen, sanal medyada iki şarkısı ile şöhret olmuş bir kişi, gece kulübünde sahneye çıkıyor.
Konseri full playback. 45 dakika sahnede kalıp 8 şarkı söyleyerek 180 bin 'Türkiş lira' alıp gidiyor. Onu dinlemeye giden sanatseverler (!) ise ayakta 1000-2000
TL, locada ise 30.000- 50.000 TL arası para ödüyorlar.
Döne, döne hep aynı yüzler, aynı şarkıcılar, hep aynı şarkılar...
Diğer sanat dallarına bakmak zaten anlamsız. İstanbul Şehir Tiyatroları, Harbiye Açıkhava'da tiyatro yapmak istiyor. Kira 85 bin lira... Belediye bu parayı, belediyenin şehir tiyatrolarından istiyor.
Ayrıca öncelik şarkıcı konserlerinde.
Eğer gün kalırsa, başka etkinliklere... Doğal olarak satılmayan konser biletleri, eşdost daveti ve konserin 20'nci dakikasında açılan kapılar...
Sadece İstanbul değil, bütün Türkiye'de durum aynı. Belediyelerin sponsor desteği ile yaptığı festivaller cankurtaran...
Saygılarımla..."

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
İşte Müge Anlı farkı 26 Nisan 2024 | 489 Okunma Ya Barış Manço olmasaydı? 25 Nisan 2024 | 241 Okunma Erkek düşmanı reklamlar (!) 24 Nisan 2024 | 471 Okunma Neredesiniz sahte Atatürkçüler? 23 Nisan 2024 | 255 Okunma Elin garibanı dururken... 21 Nisan 2024 | 154 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar