İnsani diplomasi ve reel kazanımlar

Türkiye, Suriye meselesinde başından beri insani yöne ağırlık veren bir politika yürütüyor. İnsani bağlamın siyasi ve askeri bağlamı öncelediği beş sene içerisinde çoktan Nobel Barış...

Türkiye, Suriye meselesinde başından beri insani yöne ağırlık veren bir politika yürütüyor. İnsani bağlamın siyasi ve askeri bağlamı öncelediği beş sene içerisinde çoktan Nobel Barış Ödülü’nü hak edecek bir performans ortaya koyduk. Askeri ve siyasi meselelerin insani bağlam yanında ikinci plana atılmasının ne kadar doğru olduğu tartışması bir yana Suriye konusunda yanı başımızdaki Avrupa’ya ve genel olarak Batı’ya insanlık öğretecek seviyede bir sicilimiz var. Dışarıdan bakınca insani diplomasinin karın doyurmadığı gibi soğuk ve yanlış bir fikir oluşsa da insani diplomasi yürütürken uzun vadeli yatırımların dışında kısa vadeli reel kazanımlar elde etmek de mümkün. Başbakan Davutoğlu’nun son Brüksel gezisi ve AB ile Suriyeli mülteciler konusunda giriştiği pazarlık tam da bunu kanıtlar cinsten.  An itibarıyla Suriye’ye dair hiçbir şeyin ideal ve kusursuz bir çözümü yok. Mülteci meselesi de buna dâhil. Kaldı ki Aylan bebeklerin kareleri gözümüzün önünden gidemezken hiç kimse bundan sonra varılacak bir mülteci çözümünün ideal olacağını düşünmeyecek. İdeal çözüm Aylan bebekleri ölmeden kurtaracak çözümdü fakat hayata koyulamadı. Bu sebepten eldeki imkânlar dâhilinde hareket ettiğimizi hatırlatmak isterim. 

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Türkiye'nin eşsiz katma değeri 07 Aralık 2020 | 222 Okunma Biden sonrası ABD dış politikası 13 Kasım 2020 | 250 Okunma Amerikan seçimleri 06 Kasım 2020 | 124 Okunma Avrupa'da ırkçılık ve İslam karşıtlığı 02 Kasım 2020 | 281 Okunma Seçimler ve ABD'nin küresel pozisyonu 23 Ekim 2020 | 149 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar