Kurtuluş üretimde

Öncelikle altını net çizelim; kur saldırısı veya ekonomik ablukalarla başa çıkabiliyoruz. Ayrıca ülkemizin üretimden gelen gücü, böylesi piyasa suikastlarıyla baş edebiliyor. Sorun, bu...

Öncelikle altını net çizelim; kur saldırısı veya ekonomik ablukalarla başa çıkabiliyoruz. Ayrıca ülkemizin üretimden gelen gücü, böylesi piyasa suikastlarıyla baş edebiliyor. Sorun, bu saldırıları savuştururken dikkatimizin dağılmasında...
Türkiye, yüksek ve sürdürülebilir büyümeyi içselleştirdi.
Son 33 çeyreğin 32'sinde (15 Temmuz FETÖ işgal çeyreği hariç) büyümeyi artıda tuttuk. Dalgalı da olsa %5 civarında salınan büyüme rakamını, %7-9 gamına çekebilecek beceriler geliştirdik.
Kazakistan'dan Almanya'ya çok geniş coğrafyada, sanayisiyle farklılaşan Türkiye'nin özellikle 2013'ten bu yana yaşadıkları, pişmiş tavuğun başına gelmemiştir. Buna rağmen ekonomik faaliyetler durmamış, Gezi Parkı gerginliği, 17-25 Aralık operasyonları, 15 Temmuz darbe girişimi, faiz saldırıları, kur oyunları ve daha nicelerine göğüs germekle kalmamış ülkeyi büyütmeye devam etmişiz.
Çok özel bir coğrafyada, çok özel bir zamanda yaşıyoruz. 3 tarafı deniz 4 tarafı sorunla çevrili Türkiye'nin bir yandan ekonomiye yönelik saldırıları bertaraf etmesi, Güneyindeki teröre karşı Afrin ve Zeytin Dalı gibi operasyonlarıyla barışa koridor açması...
Yetmez, aynı zamanda artan jeopolitik önemi yüzünden küresel güçlere karşı verdiğimiz mücadele ve içerideki hainlerimizin düşman cephesine hizmeti...
Bunlara karşı duruşun sağlam irade ve siyasi liderlik yanı sıra, güçlü ekonomi gerektirdiği aşikârdır.
Tam da bu noktada Türkiye'nin, bütün kanallarını üretim odağına sevk etmek ve üretim seferberliğini tabana yaymak zorunluluğu vardır. Bu açıdan bakıldığında, kalıcı gücün üretimden, daha da önemlisi nitelikli üretim ve cari açığı azaltıcı yatırımlardan geçtiğini görüyoruz.
Nitekim 19 firmanın 135 milyar liralık 23 kritik projesi, nitelikli, teknoloji yoğun ve cari açık azaltıcı yatırım girişimimizdir.
Bize, bu yaklaşımı içeren daha birçok adım gerekiyor. Hükümetin seçim sürecinde dahi ekonominin gerektirdiği mesaiden kısıntı yapmadığını görüyoruz.
Geçenlerde DEİK Yönetim Kurulu Başkanı Nail Olpak, bu olguya işaretle, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın seçim sürecinde bile ekonominin gerektirdiği dış temasları aksatmadan sürdürdüğüne dikkat çekiyordu.
Kurtuluş üretimde derken, kastettiğim şudur: Faiz, döviz, algı, ambargo, abluka vs. benzeri saldırıların başımızdan eksik olmayacağı yakın gelecekte bizler dikkatimizi üretime yoğunlaştırırsak, nereden gelirse gelsin her türlü şer projeyi Allah'ın izniyle bertaraf edebiliriz.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Şeffaf ve güçlü Devlet AŞ 19 Kasım 2018 | 4.683 Okunma Fakir ülke zengin ülke farkına dair 18 Kasım 2018 | 5.969 Okunma Türkiye’nin kadın gücü 16 Kasım 2018 | 4.240 Okunma 2023 için yap-kirala-devret modeli 15 Kasım 2018 | 4.768 Okunma Gençler 1 günü 34 saat hissediyor 14 Kasım 2018 | 5.281 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar