Kaybetmek istemiyorsak...

Bazen kendi haklılığınıza öylesine kapanırsınız ki "gizli ellerin" varlığını bile savsaklarsınız. Yazık ki her "sürükleniş hikayesinin" başlangıcında bu vardır...

Sürüklendiğinizi sonradan fark etseniz de durum değişmez. İş işten çoktan geçmiştir, artık engel olamazsınız.
Birey planında da toplumsal planda da bu böyledir. Hatta, devletler planında da!
Bakınız, İran 79'da Humeyni'nin öncülüğünde devrim yaptığında Saddam'ın Irak'ı vekalet savaşına başladı.
Batılı emperyalistlerin dayattığı bu savaşta Suudi Arabistan gibi "petrol kuyusu devletleri" de sponsorluk görevini üstlenmişlerdi.
Tam 8 yıl boyunca İran ve Irak tüm zenginliklerini berhava edercesine savaştılar.
Çok geçmeden her iki ülke de on binlerce kayıp verdikleri bu savaşa sürüklendiklerini fark ettiler ama durduramadılar.
Petrolden elde ettikleri geliri silah tüccarlarının kasalarına yatırdılar.
Her iki ülke harap oluncaya değin savaşırken İsrail zevkten dört köşe vaziyette ellerini ovuşturuyordu.
İran Irak savaşını dayatanların akıl hocalarından Kissinger "kimin kazanmasını istiyorsunuz" sorusuna, "ikisinin de kaybetmesini" cevabını vermişti.
Her iki ülkenin aktörleri mahut cevabı da bildikleri halde savaşa devam ettiler.
Her sürüklenişin sonu zillettir.
Toplumsal yarılmalar veya kopuşlar da böyledir. İlkin fark edemezsiniz.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Gerçek başkan kim? 27 Nisan 2024 | 7 Okunma Özgür Özel’in ‘gizli santrfor’ olarak portresi 25 Nisan 2024 | 3.227 Okunma Cübbeli Ahmet (k.s) onu kime seçti? 24 Nisan 2024 | 6.139 Okunma ABD kime bağlı? 23 Nisan 2024 | 1.958 Okunma Magazin İran’ından mezhep İran’ına 20 Nisan 2024 | 334 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar