FETÖ mağdurlarına üst kurul şart!

Bir süredir çoğumuzun gündeminde FETÖ mücadelesinde yaşanan sorunlar var. Geçtiğimiz günlerde gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak ağabeyim köşesinde; “FETÖ örgütünün bu noktaya...

Bir süredir çoğumuzun gündeminde FETÖ mücadelesinde yaşanan sorunlar var. Geçtiğimiz günlerde gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak ağabeyim köşesinde; “FETÖ örgütünün bu noktaya gelmesinde AK Parti’nin ne kadar vebali var bilemem ama ülkeyi bu beladan kurtarmasının, bu güne kadarki bütün hizmetlere eşdeğer bir fırsat olduğunu iyi biliyorum” diye yazdı.

Gerçekten de, herkesin buluştuğu ortak nokta FETÖ mücadelesinin mutlaka yapılması gerektiği, bunun da ancak iktidar-muhalefet liderleri arasında, sağduyu ve uyum içerisinde ve sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde olabileceğidir.  

Burada hep gözden kaçırılan bir husus var, FETÖ mücadelesi bazı bürokratlar için ikbal ve koltuk, muhtemel rakiplerin tasfiyesi anlamına geliyor. İç bir omurgası olmayan bu bazı bürokratların 15 Temmuz darbesi başarılı olsaydı, en koyu FETÖ anarşisti olacağınada şüphem yok. Dolayısıyla kamu kurumlarının kendi içerisinde bu ayıklamanın sağlıklı yapılamayacağını düşünüyorum.

FETÖ mücadelesi için doğrudan Cumhurbaşkanlığına bağlı bir üst kurul olmalı. Bu kurul sadece memurlardan ibaret olmamalı. Vicdanı, izanı olan kamuoyunda yıllardır FETÖ mücadelesinde bulunanlar ile kanaat önderlerinin de içerisinde yer aldığı bu kurulda FETÖ mücadelesi uzun soluklu yürütülmeli.

FETÖ mücadelesi, belki onlarca yıl sürecek. Bu süreçte sağduyu ve adaletle davranılması, bürokratların kısır koltuk kavgasına müsaade edilmemesi, kin-husumet ve garezle şahsi ihtiraslar için kullanılmaması gerekiyor. Bakanlıklarda şahsi husumet ve garezlerden dolayı çok insan mağdur edildi. Burada yaşanan mağduriyetler telafi edilmeli ve en önemlisi bunu yapan müfterilere/tezviratçı alçaklara da gereği yapılmalıdır.

Yaşanmış bildik bir örnek vermek gerekirse, “Bir kamu kurumunda üst yönetici olan zat, kendisine rakip gördüğü veya geçmişte çeşitli vesilelerle husumet yaşadığı bazı kişileri de fetöcü olarak bildirerek koltuğunu sağlama almaya çalışıyor.

Ancak, kişinin FETÖ’cü olmadığı, bilakis Cumhurbaşkanını seven ve AK Parti’ye yakın biri olduğu ortaya çıktığında, neden FETÖ’cü olarak bildirdin denilince pişkin pişkin “Efendim bu kişi parayı çok sever diyor.” “Peki rüşvet mi alıyor” denildiğinde de “Hayır efendim, çok dürüst biridir ama kitap çıkarıp makale yazıyor ve bundan da para kazanıyor” diyebiliyor.

Şimdi insanları bu müfterilerin iki dudağı arasına hapsetmek, dürüst insanları bu muhteris bürokratların hırsına ve husumetine teslim etmek yanlıştır.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Doğru Zaman, Doğru Adam, “Recep Tayyip Erdoğan” 19 Mayıs 2023 | 184 Okunma Hamile ve emziren kadınların çalışma koşulları 09 Mayıs 2023 | 150 Okunma Bedava peynir fare kapanında olur 05 Mayıs 2023 | 287 Okunma Türkiye Yüzyılı için doğru adımlar 02 Mayıs 2023 | 169 Okunma Bu sıradan bir seçim değildir! 28 Nisan 2023 | 269 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar