İman etmek esas ise de…

İslâmiyette imanın esas olması, amellerin, ibadetlerin ehemmiyetini, önemini azaltmaz.   Sual: Din kitaplarında Cennete iman ile girilir ve iman esastır deniyor. İman esas ise, o zaman, emirleri yapmaya, haramlardan sakınmaya gerek yok...

İslâmiyette imanın esas olması, amellerin, ibadetlerin ehemmiyetini, önemini azaltmaz.
 
Sual: Din kitaplarında Cennete iman ile girilir ve iman esastır deniyor. İman esas ise, o zaman, emirleri yapmaya, haramlardan sakınmaya gerek yok mudur?
Cevap: Kalp ile inanmak, Müslümanlığın temeli olduğu gibi, amellerin de en üstünü budur. Resûlullah efendimize işlerin en üstünü hangisidir diye soruldukta;
(Allaha ve Resûlüne inanmaktır) buyurduktan sonra, amentüyü okumuştur. Bu hadîs-i şerif Buhârîde yazılıdır.
İslâmiyette imanın esas olması, amellerin, ibadetlerin ehemmiyetini, önemini azaltmaz. Çünkü, amellerin yapılmasına sebep, imandır. Sebebin kuvvetli olması, neticeyi emniyet altına alır. İmanı kuvvetli olan bir Müslüman, amellere daha çok ehemmiyet verir. Müslümanların her farza, harama, her amele, her vazifeye de ayrı ayrı iman etmesi lazım olduğu için, günah işleyenler, imanlarının sarsılacağını, hatta gideceğini düşünerek titrerler. Hatta bir günahı işlemeyen kimse bile, o günaha ehemmiyet vermese, ne olurmuş dese, imanı gider kâfir olur. Bazı işleri imana katmak isteyen dinde reformcular, amellerin ehemmiyetini acaba bu kadar anlayabilmişler midir? Yalnız kalp ile inanmakla Müslümanlık olmayacağını, amellere, işlere bakmak lazım olduğunu söyleyenler, bu amellerin Allah için ve ahireti kazanmak için değil de, dünya için ve dünya saadeti için olmasını düşünüyorlar.
Dinin emirlerini, yasaklarını kabul et, iman eyle de, bunları ister yap, ister yapma, artık bundan rahat bir şey olamaz demeleri de yanlıştır. Çünkü, bu emir ve yasaklara ehemmiyet vermeyen kâfir olur.
İman, kalbin inanması demektir. Bunun hasıl olması için, önce ilim lazımdır. İlim ile amel başka başka şeydir. Amel, ilme pek lazım ise de, ikisi aynı şey olamaz. Fransızların; “Bon penser et bien dire ne sert rien sans bien faire” atasözleri de, ilim ile ameli birbirinden ayırmaktadır. Yani, iyi düşünmek, iyi söylemek, iyi iş yapmadıkça, bir şeye yaramaz demişlerdir. Fakat, dinimiz, bu atasözüne karşı olarak iyilik yapmaksızın iyi düşünmek, yani, yalnız iman etmek fayda verir demektedir.
           ***
Sual: Peygamberlerde bulunması gereken sıfatlardan fetânet ne anlama gelmektedir?
Cevap: Fetânet; Peygamberlerde bulunması gereken sıfatlardandır ve Peygamberlerin, diğer bütün insanlardan daha akıllı olmaları demektir.
YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Rüyada Resulullah efendimizi görmek 16 Mayıs 2024 | 66 Okunma İslâmiyet'in yayılmasına hizmet etmek 15 Mayıs 2024 | 66 Okunma Doğru yoldan ayrılmanın sebebi 14 Mayıs 2024 | 105 Okunma Kur'ân-ı kerim, indiği gibi kalmıştır 13 Mayıs 2024 | 16 Okunma Zekâtı verilmeyen mallar 25 Mart 2024 | 330 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar