Ne kadar uyku lazım

Önemli çünkü eğer dinlendirici ve verimli bir uykunuz yoksa sağlıklı kalabilmeniz mümkün değil. Böyle bir durumda kilo problemleri, yorgunluk, depresyon, bellek bozukluğu, kalp damar hastalığı gibi sorunlar sizi...

Önemli çünkü eğer dinlendirici ve verimli bir uykunuz yoksa sağlıklı kalabilmeniz mümkün değil. Böyle bir durumda kilo problemleri, yorgunluk, depresyon, bellek bozukluğu, kalp damar hastalığı gibi sorunlar sizi bekliyor. Peki uykunun ne kadarı sağlıklı? Süre konusunda net ve açık bir cevap olmasa da elimizde uykuya ilişkin pek çok detay var. O detaylar ve diğer “uyku bilgileri” için buyurun...

ÖNEMLİYETİŞKİNLERE 6-8 SAAT YETİYOR


‘Erkekler 4, kadınlar 5 aptallar 6 saat uyur’ demişti: ASLA HAKLI DEĞİL

- DİNLENDİRİCİ ve verimli bir uyku için yetişkin birine 6-8 saat yetiyor. 5 saatin altı, 9 saatin üzeri ise pek önerilmiyor. Yani kısa süreli uykular kadar uzun süreli uykulardan da beden ve ruh arzu ettiği verimi almıyor, alamıyor. Mühim bir ayrıntı da şu: Uykunun süresi kadar kalitesi de önemli. Sık sık bölünen, horlama ve uyku apneleriyle kalitesi bozulan ve bir türlü derinleşmek bilmeyen yüzeyel bir uykunun süresi on saati de geçse o uyku size beklenen faydayı vermiyor. Kısacası uykuda da -tıpkı beslenmede olduğu gibi- “matematik” yani “rakamsal değerler” pek geçerli değil, süre kadar kalite de önemli bir faktör. Bitmedi, önemli bir ayrıntı daha var: Kronobiyolojiye uygun bir uyku zamanı belirlemeniz de son derece mühim. Gecenin üçünde yatağa girip ertesi gün öğle saatlerinde uyanan birinin “Oh be, neredeyse 8 saat uyumuşum” deyip de yatağından keyifle adeta zıplayarak kalkabilmesi de pek mümkün olmuyor. Zira “zaman kayması” sorunu nedeniyle o uykunun da verimi neredeyse dibe vuruyor. Özeti şu: Az uyku avantaj değil, tersine ciddi bir dezavantaj. “Erkekler 4, kadınlar 5, aptallar 6 saat uyur” diyen Napolyon ise asla haklı değil. Ayrıca uykunun fazlası da fayda değil zarar verebiliyor.

KISA BİLGİ: KİMSE BOŞ YERE BUNAMAZ

- BUNAMA, yaşlanan hele hele 80’leri aşan herkesin başlıca korkusu. Başlı başına bir hastalık olmaktan ziyade de bir sonuç, bir netice. Pek çok nedenle, çoğu zaman da adeta “davet edilen” yanlış işlerle oluşan tatsız bir durum. Her bunamanın altında da farklı bir sebep var. Bu bazen beyindeki damarların daralıp tıkanması, bazen Alzheimer hastalığı nedeniyle bir tür beta amiloid yağmuru altında kalmasıdır. Seyrek olarak da beyin ile kafatası arasında kan birikmesi, beynin içindeki doğal boşlukların fazlaca genişleyip şişmesi, yani beyin dokusunun aşırı basınç altında kalmasıdır. Nadir olarak da beyin dokusunun mikrobik hastalıklarla tahrip olması bunamaya giden yolculuğu başlatır. Kısacası hiç kimse durduk yerde bunamaz...

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Hazzı ıskalamayın 09 Mayıs 2024 | 690 Okunma Mükemmel bir iyi yaşlanma hapı: Motivasyon 06 Mayıs 2024 | 523 Okunma Türkiye yaşlanıyor 04 Mayıs 2024 | 1.004 Okunma D3 mü K2 mi 02 Mayıs 2024 | 673 Okunma Ekmek mi şeker mi 29 Nisan 2024 | 1.494 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar