Deprem sadece binaları mı yıkar?

1950’den beri bina ile kurduğumuz ilişkinin doğası, Anadolu coğrafyasında en az bin yıllık yaşadığımız maceradan kopuktur. Temelinde toprakla kurulan ontolojik ilişki var bu kopuşun. Tarım toplumu olmanın...

1950’den beri bina ile kurduğumuz ilişkinin doğası, Anadolu coğrafyasında en az bin yıllık yaşadığımız maceradan kopuktur. Temelinde toprakla kurulan ontolojik ilişki var bu kopuşun. Tarım toplumu olmanın dinamikleri değişmeye başlamış şehirli olmaya ise hazırlıksız yakalanmıştır ülke. Çadır, oba, ev, konak, köşk, yalı her biri teknik, ekonomik, sosyolojik, hiyerarşik ve estetik bir dizi süreçleri içerir. Tecrübe, ihtiyaç, yaşama biçimi, medeniyet anlayışı iç içe geçer bu süreçlerde. Anadolu’nun her bölgesi yerel malzeme kadar iklime, yetmedi önceki kültür birikimine dayanır ev kurarken. Savaş, yangın, sel, deprem gibi yıkıcı sepepler ise mevcudu gözden geçirme fırsatı verir. Bir bakıma evin kutsallığı korunurken değişim sürekli canlı kalır. Ölümüne değildir...

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Dün akşam beni bir şeyler yerimden etti fakat... 27 Nisan 2024 | 22 Okunma Gıda meselesi ya da patates... 23 Nisan 2024 | 202 Okunma ‘Kriz içindeki bilinç’ 20 Nisan 2024 | 52 Okunma Toparlama dersleri... 16 Nisan 2024 | 148 Okunma Tahıl ve ekoloji* 13 Nisan 2024 | 156 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar