Adalet bekliyoruz!
SÖZCÜ davası bugün mahkemede görülüyor. Bu dava başlangıcından bugüne; tutarsız, kanıtsız, belgesiz yürüyor. Bu dava, “iktidara kul olmadık” diye başta...
SÖZCÜ davası bugün mahkemede görülüyor. Bu dava başlangıcından bugüne; tutarsız, kanıtsız, belgesiz yürüyor. Bu dava, “iktidara kul olmadık” diye başta SÖZCÜ’nün yayıncısı Burak Akbay ve yazarlarına korku salmanın aracı haline getirildi.
Biz adalet bekliyoruz.
Baştan anlatıyım:
4 savcı görevlendirildi.
Kanıtlara baktılar.
Bu 4 savcı, peş peşe yaklaşık 300 gün incelediler. “SÖZCÜ’nün yayıncısı ve yazarları ile Fetullah Gülen arasında bir bağ, bir ilişki, bir tanışma, bir selam, bir sabah” bulamadılar.
Dava açmadılar.
5. savcı görevlendirildi.
Beşinci savcı, 4 klasörü bir hafta gibi kısa bir zaman içinde okudu, kanıtlar(!) ve hukuki dayanakları (!) bir hafta içinde bulmuş oldu.
Tutuklama istedi.
Tutuklama yapıldı.
Fetullah Gülen’in en yakını olmuş, onun gazetelerinde yazar ve yayın müdürlüğü yapmış, Tayyip Erdoğan ile Fetullah Gülen henüz birbiriyle kanlı bıçaklı olmamışken ikisine birden borazanlık yapmış ve bu iktidar döneminin parlattığı (Fehmi Koru- Hüseyin Gülerce- Fuat Uğur- Cem Küçük- Ersoy Dede gibi) 3-5 yazarın “tahmin ediyorum… Var sayıyorum… Böyle düşünüyorum… Sanıyorum…” türünden yalan, yakıştırma ifadelerini koydu. Bu adamların söyledikleri kanıt değil, belge değil sadece varsayım, kurgu, peşin hükümdü.
Hiçbir hukuki değeri yoktu.
* * *
Hukuki değeri olsun diye bir bilirkişi arandı. Fetullah’ın bankası Bank Asya’ya para yatırmış, Zaman Gazetesi’ne abone olmuş, iktidar liderlerine beğeni mesajları atan, Atatürk ve onun kurucusu olduğu Cumhuriyet’e sahip çıkıyor diye SÖZCÜ’ye düşman olacak düzeyde kızan bir yerel gazeteci bulundu. Tıpkı “kişiye özel imar çıkartma” gibi “sadece SÖZCÜ davasına özel bilirkişi” böyle yaratıldı. Bu bilirkişi, engin gazetecilik bilgisiyle (!) “Ayakkabı kutularından çıkan dola...