Açık artırma değil vizyon lazımdı

Partilerin seçim beyannameleri açıklansın, kampanyalar başlasın da geleceği kavrayan, sorunları yüzeysel değil de derinliğine tanımlayan ve çözümleri sunan bir vizyon yarışı görelim, demiştik...

Partilerin seçim beyannameleri açıklansın, kampanyalar başlasın da geleceği kavrayan, sorunları yüzeysel değil de derinliğine tanımlayan ve çözümleri sunan bir vizyon yarışı görelim, demiştik ağzımızın payını aldık. Beyannameler açıklandı, mitingiler başladı ama vizyon çıkmadı. Adayların ve partilerin tekmili birden ‘belki de bir daha benzerine rastlanmayacak’ vaat ve açık artırma yarışına giriştiler. Ortadaki manzaranın adı siyasi popülizmdir ve popülizm bir demokrasi için en büyük tehlikedir. Ülkenin temel ekonomik ve siyasi sorunlarını görmezden gelip ekonomik açıdan dezavantajlı kitlelere odaklanan bir yaklaşım sürdürülemez olduğu için o kitlelerin geleceği açısından anlamlı değildir. O yüzden belki de bir daha eşine rastlanmayacak diyoruz zira Türkiye ekonomisi böyle bir bonkörlüğü tekrar tekrar kaldıramaz. Uzağa gitmeye gerek yok 90’lı yılların popülizmi uzun ömürlü olmamış 2000’in başında tarihi bir çöküş yaşanmıştı. Kaldı ki bugün hala o bonkörlüğün faturası ödeniyor. Muhtemelen yarın da ödenecek… *** Oysa başkanlık sistemiyle birlikte iktidardan ve bilhassa da iktidara talip olan muhalefetten vizyoner bir felsefe, kalıcı çözümler öneren ve ülkenin geleceğine ışık tutan program beklemek hakkımızdı. Neye dair vizyon? Üretimi yetersiz ekonominin dünyayla nasıl rekabet edeceğine dair… Geleceğin sektörlerinde halihazırdaki açığın nasıl kapatılacağına dair… Bol para dönemi sonrasında bekleyen riskler için nasıl bir harcama ve finansman modeli hazırlanacağına dair… Felç hale gelmiş eğitimin nasıl ayağa kaldırılacağına dair… Adalet duygusunun ve yargıya güvenin nasıl tesis edileceğine dair… Halının altına süpürüldüğü için yok sanılan Kürt sorunun halline dair… Kaybolan şeffaflık ve denetim kültürünün ihyasına dair… Alevi meselesinin hiç olmazsa ne olacağına dair… Cümle bürokratik kurumların modern ve demokratik bir karaktere nasıl büründürüleceğine dair… Dünyayla ilişkilerin nasıl onarılacağına ve eğer onarılmayacaksa yerine ne konulacağına dair… Toplumsal ayrışmanın hiç olmazsa ‘gerilim’ boyutundan nasıl geri döndürüleceğine dair… Sivil toplum ve medya başta olmak üzere demokrasinin zemininde nasıl bir iyileştirme düşünüldüğüne dair… Burada duralım.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yeni anayasa bir vizyon ister ama ortada bundan eser yok 25 Nisan 2024 | 165 Okunma Seçmen Erdoğan’a ‘dost mesajı’ mı verdi, dönüşsüz bir yola mı çıktı? 22 Nisan 2024 | 3.346 Okunma Kırılgan dünyanın sorumsuz liderleri 15 Nisan 2024 | 291 Okunma Erdoğan, seçmenin ne demek istediğini tabii ki anladı... 11 Nisan 2024 | 829 Okunma Erdoğan’ın kendisiyle yapacağı toplantıdan ne sonuç çıkacak! 08 Nisan 2024 | 976 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar