Piyasa şeytanları (1)

“Biz de Müslüman’ız” dedikleri halde kendi şahsi kanaatlerini, kişisel karakterlerini Kur’ân üzerinden din haline getirmeye çalışanlar, bu çağın, bu zamanın piyasa şeytanlarıdır....

“Biz de Müslüman’ız” dedikleri halde kendi şahsi kanaatlerini, kişisel karakterlerini Kur’ân üzerinden din haline getirmeye çalışanlar, bu çağın, bu zamanın piyasa şeytanlarıdır. Bunlar her saat başı yeni bir şüpheyle Müslümanların karşısına çıkarlar. Kur’ân’ın Kur’ân’dan sonraki en büyük müfessiri, Kur’ân’ın muallimi ekberi Hz. Muhammed (sav)’in bir hadisini, bir sünnetini işittikleri zaman adeta kuduz olmuş köpekler gibi saldırırlar.

İslâm coğrafyasında Hilafet-i Şeriyye’nin yokluğundan istifade ederek tımarhanede olmaları gerekirken maalesef minber ve mihraplarda kükreyerek Allah’ın dini üzerinde tasarrufta bulunma yetkisini kendilerinde görenler, bu çağın, bu zamanın piyasa şeytanlarıdır. İnsanları “Allah adıyla aldatmak”, piyasa şeytanlarının en büyük maharetleridir.

Dinde aslı ve usulü olmayanların Müslümanların nezdinde bahsi olmaz. Gayr-i Müslimlerde yani Yahudi ve Hıristiyanlıkta olmayan “Usûl” İslâm’ın korunmasının en önemli yolu ve yöntemi olmuştur. Oryantalistler bu yüzden “usûl”e saldırırlar. Gayr-i Müslimler, asılsız ve usûlsüz Müslümanlık iddiasında bulunanları kendi sermayelerinden sayarlar. Hatta ödüllendirir ceplerine, cüzdanlarına para korlar. Günümüzde “Kur’ân Müslümanlığı” maskesine bürünerek Usûlü Din’i, Usûlü Tefsir’i, Usûlü Hadis’i, Usûlü Fıkhı inkâr edenler, Müslümanlara inkâr ettirmeye çalışanlar, gayr-i müslimlerin aramızda dolaşan ücretli taşeronlarıdır. Bunlar her gün yeni bir pazarlama imkânı bulabilmek için çaba ve gayret gösteren hakiki manada piyasa şeytanlarıdır. 

Şemsuleimme İmam-ı Serahsi (Rh.a.) der ki: “Tevhidin aslı; kitap ve sünnete temessük edip heva ve bid’atten içtinap etmektir.” (el- Mebsut/İmam Serahsi, C:1, Sh: 2, Beyrut/ 1324) Allah’ın kitabına evet, ama Peygamberin sünnetine hayır diyenler, tevhid akidesini kaybetmiş münkir ve müşriklerdir. İslâm’da sünnet meselesi, bir iman meselesidir. “Dinde Peygamberin hadisi/sünneti beni bağlamaz” diyen bir kimsenin ne dini ve ne de imanı olur. Böyle birisi tepeden tırnağa küfrün insanı olur. Dinde sünneti inkâr eden sadece kendi küfrünü ispat eder. Rabbimiz buyuruyor:

“Üzerine Allah adı anılmayan (hayvan)lardan yemeyin. Çünkü bu şekilde davranış fasıklıktır. Bir de şeytanlar kendi dostlarına sizinle mücadele etmeleri için mutlaka fısıldarlar. Eğer onlara itaat ederseniz/boyun eğerseniz şüphesiz siz de Allah’a ortak koşmuş olursunuz.” (En’am Sûresi/ 121)

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Lâ dinilerin galibiyetine sevinmek nifak alâmetidir/2 24 Nisan 2024 | 230 Okunma Lâ dinilerin galibiyetine sevinmek nifak alâmetidir/1 17 Nisan 2024 | 326 Okunma Bayramı kutlamak kimin hakkıdır? 10 Nisan 2024 | 56 Okunma Ya hizmet, ya hezimet 03 Nisan 2024 | 202 Okunma Türkiye’de Siyonist Yahudi lobisinin faaliyetleri 27 Mart 2024 | 388 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar