Önyargılarla Kur’ân anlaşılmaz

Kur’ân-ı Kerim, şeytan vesveseleriyle, şeytanlaşmışların felsefeleriyle anlaşılacak bir kitap değildir. Kur’ân’ı okurken, anlamaya çalışırken, hayata geçirirken şeytanı...

Kur’ân-ı Kerim, şeytan vesveseleriyle, şeytanlaşmışların felsefeleriyle anlaşılacak bir kitap değildir. Kur’ân’ı okurken, anlamaya çalışırken, hayata geçirirken şeytanı, şeytan merkezli ideolojilerden akıp gelen bilgi kırıntılarını dışarıda bırakmadan Allah’ın muradına göre Kur’ân’ı anlamak mümkün değildir. Rabbimiz uyarıyor: 

“Kur’an’ı okuyacağın zaman, kovulmuş şeytandan Allah’a sığın.” (HicrSûresi/ 98)

Bu âyet-i kerime her birimize diyor ki; Kur’an’ı okuyacağın zaman kovulmuş, taşlanmış, lânetlenmiş, rahmetten uzaklaştırılmış şeytandan Allah’a sığın. Hem Kur’an okuyacağız, Kur’an’la birlikte olacağız, hem de şeytan bize ilişebilecek öyle mi? Gerçekten şeytan çok büyük bir tehlikedir. Ama Rabbimiz kitabının başka bir yerinde Allah’ın muhlis kulları için onun hilesi, tuzağı, mekri çok zayıf diyordu. Ama ihlastan uzak, Allah’la samimi bir bağ kuramamış, şeytandan gafil olanlar için büyük bir tehlikedir şeytan. Eğer ondan onun ipleri elinde olan Rabbimize sığınabilirsek, böyle bir tehlike karşısında güç kaynağımızla irtibata geçebilirsek elbette yapabileceği hiçbir şeyi olmayacaktır şeytanın. Peki, acaba şeytan Kur’an okuyan, Kur’an’la beraberlik gerçekleştiren bir insana nasıl zarar verebilir? Ne tür oyunlar oynayabilir? Meselâ Kur’an okuruz ama anlamadan okuruz. Kur’an okuruz, ama uygulama sahasına koymayız. Kur’an okuruz, ama mânâya değil de sırf tecvitle okumaya, harfleri mahreçlerinden çıkarma gayretine kapılabiliriz. Kur’an okuruz, ama başkalarına okumayız. Başkalarına duyurma derdinden uzak oluruz. Kur’an okuruz, ama samimi olmayız. Şeytan işte bu noktalardan bizi yakalamaya çalışır. Öyleyse Allah’ın kitabını okumak üzere elimize aldığımızda şeytandan Allah’a sığınacağız. Kur’an okumaya başladığımızda anlamak, kavramak ve gereğini yerine getirmek üzere okuyacağız. Samimi olacağız, hasbi olacağız. Ben bununla hayatımı düzenlemek üzere okumaya başlıyorum diyeceğiz. Bu kitap benim hayat programımdır diyerek okumaya başlayacağız. Bu kitap benim için yol gösterici bir hidâyet rehberidir diyerek okuyacağız. Kur’an benim için bir Furkân ve basirettir diyerek okuyacağız. Kur’an’a bakışımızı Allah’ın istediği gibi düzelteceğiz ki o zaman şeytan bizi Allah’ın kitabından uzaklaştıramayacak.

Kur’ân’a önyargı ile yaklaşan, Kur’ân’dan önyargıyla uzaklaşır. Allah’la değil, şeytanla barışır. İnsan taşıdığı düşünce ve inançlarının Kur›an bütünlüğünde sağlamasını Rasûlüllah (sav)’in örnek ve önderliğini esas alarak yapmakla mükelleftir. Kur’an’ı odak nokta olarak alıp herkese göre Kur’an’ı doğrular yerine, Kur’an’ın kendi doğrularını önplana çıkarmak, Kur’ân’a iman etmiş olmanın sadakatındandır. Parçada kalınıp bütünlük gözardı edildiği müddetçe Kur’an’da hemen her görüş sahibinin kendisine hak verdirtecek dayanaklar bulması mümkündür.

Kur’an âyetiyle, Peygamber hadisiyle yüzleşince yanlış olduğu ortaya çıkan bilgilerinden vazgeçmeyenler, kendi önyargılarına kurban gidenlerdir. Önyargı peşin hükümdür. Kur’ân’ı okumadan, anlamadan önce edinilmiş Kur’ân harici fikirler ve bilgiler bütünüdür. Bunun parçalanması, tarihin çöplüğüne atılması sanıldığı kadar kolay ve basit değildir. Einstein der ki: “Bir önyargıyı parçalamak atomu parçalamaktan daha zordur!” Mekkeli müşriklerin Kur’ân’ı anlamamalarına, onu reddetmelerine kendi önyargıları sebep olmuştur. Bundan ötürüdür ki; Kur’ân-ı Kerim, müşrikleri önyargısız düşünmeye davet ediyor:

“(Rasûlüm! Onlara) de ki: Size bir tek öğüt vereceğim: Allah için ikişer ikişer ve teker teker kıyam edin/ayağa kalkın, sonra da düşünün! Arkadaşınızda (peygamberde) hiçbir delilik yoktur! O ancak şiddetli bir azap gelip çatmadan evvel sizi uyaran bir peygamberdir. De ki: Ben sizden bir ücret istemişsem, o sizin olsun. Ücretim yalnız Allah’a aittir. O, her şeye şahittir.” (Sebe Sûresi/46-47)

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Lâ dinilerin galibiyetine sevinmek nifak alâmetidir/2 24 Nisan 2024 | 230 Okunma Lâ dinilerin galibiyetine sevinmek nifak alâmetidir/1 17 Nisan 2024 | 326 Okunma Bayramı kutlamak kimin hakkıdır? 10 Nisan 2024 | 56 Okunma Ya hizmet, ya hezimet 03 Nisan 2024 | 202 Okunma Türkiye’de Siyonist Yahudi lobisinin faaliyetleri 27 Mart 2024 | 388 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar