Jeopolitik birçok derde deva…
Jeopolitik coğrafya, insan ve siyaset ilişkisini inceleyen bir tür bilim dalı. Objektif sayılabilecek gözlem ve bulgulardan hareketle siyaset kurgulayanlara uzun erimli yol haritaları öneriyor, ülkelerin gücünü nasıl maksimize...
Jeopolitik coğrafya, insan ve siyaset ilişkisini inceleyen bir tür bilim dalı. Objektif sayılabilecek gözlem ve bulgulardan hareketle siyaset kurgulayanlara uzun erimli yol haritaları öneriyor, ülkelerin gücünü nasıl maksimize edeceğini, en kötü şartlar altında da bekasını nasıl sağlayacağını söylüyor. Analizleri daha ziyade coğrafyaya dayandığı için de benzeri olan Realizm’den ayrılıyor.
Geçmişteki ünlü temsilcileri arasında Mahan, Mackinder, Ratzel, Spykman ve tabii ki Haushoffer var. Braudel’i de unutmamak gerek. Günümüze damga vuranların başındaysa Almanya’ya dikkat edin de Rusya ile ortaklık kurmasın diyen Kissinger, ülkesi Amerika’ya Avrasya coğrafyasındaki dengeleri iyi kuralım da kimse o bölgenin tamamını ele geçirmesin önermesini yapan Brezezinski’nin olduğunu söyleyebiliriz.
Bizde de akla ilk gelen örnekler arasında Ahmet Davutoğlu ve bakış açısını tartışmalı, hatta fazla çatışmacı bulsam da Cihat Yaycı var. Genç akademisyenler arasında da jeopolitik çalışan gözlemlediğim kadarıyla az değil. Ancak çoğu politika önermekten ziyade jeopolitik kuramlarını deşifre etmeye, arkeolojisini yapmaya, bazılarıysa iktidar eylemine zeminsiz, zamansız kılıf uydurmaya...