Yobazlığın iki versiyonu
Türkiye gerek Osmanlı, gerekse Cumhuriyet dönemlerinde yaşadığı modernleşme çabalarına rağmen gerçek anlamda bir demokratik sisteme kavuşabilmiş değil. Özellikle çok partili hayata geçişten sonra...
Türkiye gerek Osmanlı, gerekse Cumhuriyet dönemlerinde yaşadığı modernleşme çabalarına rağmen gerçek anlamda bir demokratik sisteme kavuşabilmiş değil. Özellikle çok partili hayata geçişten sonra alınan mesafeler elbette önemli, ama bu kadar tecrübeye rağmen geldiğimiz noktaya ve de olup bitenlere bakınca sanki hala işin başındaymışız gibi bir duyguya kapılmamak da elde değil.
Açıkçası şu anda Türkiye’de akıl ve bilimle bağları kopmuş ya da hiç olmamış farklı kesimlerde değişime karşı olan direnişin ülke adına endişe verici olduğunun altını çizmek gerekiyor. Kuşkusuz bütün demokratik toplumlarda olduğu gibi Türkiye’de de bazı marjinal yapıların olması son derece doğal. Ancak bu marjinalite kendi mahallesi dışına taşarak geniş kesimleri rahatsız eden bir nitelik kazanmaya başlamışsa, orada tehlike var demektir.
Şu anda Türkiye’de özellikle Ortodoks sol ve merdiven altı İslamcılar, değişime açılan kapıları tutmuş adeta cehennem zebanileri gibi kendileri dışında herkesi taşlamakla meşguller. Bu iki kesim farklı mahallelerde yer almalarına rağmen her ikisi de demokratik değerlerden hoşlanmazlar, akla değil daha çok hurafelere itibar ederler. Ayrıca Ortodoks solun...