Ulu’l emr’den kuvvetler ayrılığına
Modern hukukun önemli unsurlarından birisi olan “kuvvetler ayrılığı”nın liberal demokrasiler açısından hayati öneme sahip olduğu bir gerçek. Kuvvetler ayrılığı ilkesi sadece hukuki bir kavram...
Modern hukukun önemli unsurlarından birisi olan “kuvvetler ayrılığı”nın liberal demokrasiler açısından hayati öneme sahip olduğu bir gerçek. Kuvvetler ayrılığı ilkesi sadece hukuki bir kavram değil, aynı zamanda siyasi bir kavramdır ve doğrudan iktidar erkini sınırlandırmaya yöneliktir. Bu ilkenin temeli her ne kadar Antik Çağ’a kadar uzanmakta ise de, günümüzde daha farklı bir anlam içermektedir. Kuvvetler ayrılığı ilkesi artık günümüz modern demokrasilerinde iktidarı sınırlandırmaya yönelik bir araç haline gelmiştir. *** Özgürlükçü siyasal sistemlerde yasama-yürütme-yargı gibi organlar kendi fonksiyonlarıyla sınırlanmış olup, diğer organların alanlarına müdahale edememektedirler. Dolayısıyla böylesi bir demokratik sistemde her organ bir diğerini kontrol edebilecek ve hiçbir kurum tek başına devlet mekanizmasının denetimini eline geçiremeyecektir. Kısacası, iktidarın bölüştürülerek kontrol altında tutulması, modern zamanlara ait yeni bir düşünüş tarzıdır. Ve özü itibariyle dengeli yönetim anlayışının kaynağı “adalet” kavramıdır. Kuvvetler ayrılığı ilkesinin esas amacı ise, layüsel yönetim anlayışının önüne geçerek özgürlükleri korumaktır. Kuvvetler ayrılığı ilkesinin kökleri Antik Çağ’a kadar götürülse de, İslam’ın evrensel adalet ilkesi bağlamında bakıldığında bu ilkenin günümüzdeki kavramsallaştırmasına benzer yorumların da var olduğunu görmek mümkün.