Türkiye’nin yeri Rusya değil Avrupa itti
15 Temmuz darbe girişiminin Türkiye’nin demokratik hafızasını altüst ettiğini artık hepimiz biliyoruz. Kolay değil, demokrasiye karşı yapılan böyle bir ihanete rağmen devlet kurumlarının, 15 Temmuz...
15 Temmuz darbe girişiminin Türkiye’nin demokratik hafızasını altüst ettiğini artık hepimiz biliyoruz. Kolay değil, demokrasiye karşı yapılan böyle bir ihanete rağmen devlet kurumlarının, 15 Temmuz öncesindeki sıhhatini koruması ne yazık ki pek mümkün olmuyor. Kuşkusuz bu sürecin Avrupa Birliği ile ilişkilerimizin vitamin değerini azalttığı da bir gerçek. Maalesef Avrupalı müttefiklerimiz, dünyada bir eşi ve benzeri bulunmayan ihanet karşısında yeterli duyarlılığı gösteremediler. Belki biz de yeterince anlatamadık, ama bir gerçek var ki kimse 15 Temmuz olmamış gibi davranamaz. İşte gerek Amerika’nın müttefikliğin ruhuna uymayan hoyratlığı, gerekse Avrupa’nın duyarsızlığı Türkiye’yi istemeye istemeye de olsa Rusya ve İran’la müttefiklik arayışlarına yöneltmiş bulunuyor. Gerçi Türkiye hiçbir zaman AB ile ilişkilerini koparmak gibi bir niyet içinde olmadı. Ancak Suriye sınırımızda oluşmakta olan ‘terör koridoru’na karşı Amerika’nın Türkiye’yi yalnız bırakması, Ankara’yı adeta Rusya denklemine itmiş oldu. Bütün bu savrulmalara rağmen bugün geldiğimiz nokta, Rusya ve İran denklemi içinde yer almanın Türkiye için bir seçenek bile olmadığını net olarak göstermiş oldu. Kaldı ki tarihimizde yaşadığımız acı tecrübeler de, Türkiye’nin Rusya ile aynı ittifak çerçevesi içinde yer almasının mümkün olmadığını göstermektedir.