Siyasi otoriteyi kim sınırlandıracak?
Bütün İslam tarihi boyunca gelişen siyaset teorisi özü itibariyle ahlaklı ve erdemli yöneticilerin önderliğinde bir toplum modelini önermiş, ancak bunun nasıl gerçekleştirileceği konusunda somut örnekler ortaya...
Bütün İslam tarihi boyunca gelişen siyaset teorisi özü itibariyle ahlaklı ve erdemli yöneticilerin önderliğinde bir toplum modelini önermiş, ancak bunun nasıl gerçekleştirileceği konusunda somut örnekler ortaya koyamamıştır. Mesela halkın yönetimde söz sahibi olabilmesi için nasıl bir katılımın olacağı belirlenmemiştir. Bu yüzden de Müslüman dünyada siyasette meşruiyet krizi hiçbir zaman çözümlenememiştir. Gerek İslam uleması, gerekse Müslüman siyaset bilimciler Kur’an’daki “Şura” kavramını siyasal katılım anlamında değerlendirmektedirler. Ancak biliyoruz ki bu kavram Hz. Peygamberden sonra ‘bağlayıcı’ niteliğini kaybetmiş, halifenin otoritesini sınırlandırıcı bir fonksiyon icra etmemiştir. Açıkça ifade etmek gerekirse, klasik İslam siyaset düşüncesinin hiçbir evresinde “Şura” ilkesi, halkın katılımını sağlamadığı gibi, yöneticilerin otoritesini de sınırlandırmamıştır. *** Her vesileyle demokrasiye karşı reddiyeci bir tavır içinde olanların, nasıl bir alternatif sistem önerdiklerini izah etmeleri gerekmektedir. Ancak bırakın sistem üretmeyi, Müslüman dünyanın böyle bir ihtiyacın farkında olduğu bile şüphelidir. Çünkü İslam toplumlarının dini anlayışları da, siyaset teorileri de klasik İslam kültürünün geçmiş uygulamalarında çakılı kalmıştır.