Müslümanları dış güçler mi geri bıraktı?
Günümüz İslam dünyasının gerek ekonomik, gerekse özgürlükler bağlamında geri kalmasının sebepleri tartışılırken yaşanan problemlerin tarihsel köklerine inmek yerine, genellikle sorunların...
Günümüz İslam dünyasının gerek ekonomik, gerekse özgürlükler bağlamında geri kalmasının sebepleri tartışılırken yaşanan problemlerin tarihsel köklerine inmek yerine, genellikle sorunların etrafından dolaşarak kolaycı yaklaşımlar tercih edilir ve sonunda bütün kötülüklerin müsebbibi olarak ‘dış düşmanlar’ gösterilir. Oysa biliyoruz ki tarihin ilk çağlarından buyana site devletleri dahil hiçbir devlet ve medeniyet, düşmanlarının yardımıyla kurulmamıştır. Dolayısıyla devletleri kuran da, yaşatan da bizzat toplumların kendileridir. Yine tarihin bize gösterdiği bir başka durum ise, devletlerin her zaman birbirleriyle siyasi ve ekonomik bir rekabet içinde oldukları gerçeğidir. *** Bu gerçekler ışığında ifade etmek gerekirse, devletlerin yaşanabilir bir refah toplumu oluşturabilmeleri ancak kendi gayretleriyle üretecekleri hukuk, bilim, sanat ve teknolojiyle mümkündür. Hal böyleyken, Müslüman dünyanın geri kalmışlığının sebeplerini kendi dışındaki güçlerde araması gerçekçi değildir. İşin evveliyatına baktığımızda manzara şudur; Hz. Peygamberin vefatından sonra Müslümanlar eski Arap toplumlarından devraldıkları kabile asabiyetlerine dönerek başlattıkları iktidar mücadelesi yüzünden İslam’ın evrensel mesajı istikametinde bir toplum yapılanmasını gerçekleştirememişlerdir. Yani İslam toplumlarının bilimde, teknolojide geri kalmalarının sorumlusu dış güçler değildir. Esas itibarıyla Müslümanlar, her çağın şartları içinde İslam’ın mesajını doğru okuyamadıkları için adaletli ve hakkaniyetli yönetim modelleri oluşturamamışlardır.