Müslüman toplumlarda adaletin serüveni
İslam toplumlarındaki geleneksel İslam kültüründen beslenen ve dinle özdeşleştirilen ‘itaat’ anlayışını doğru analiz etmeden, bu ülkelerde yaşanan adalet azlığını doğru anlayabilmek...
İslam toplumlarındaki geleneksel İslam kültüründen beslenen ve dinle özdeşleştirilen ‘itaat’ anlayışını doğru analiz etmeden, bu ülkelerde yaşanan adalet azlığını doğru anlayabilmek mümkün değildir.
Zira tarihsel tecrübeler perspektifinden baktığımızda görürüz ki İslam siyaset düşüncesinde akıl ve eleştirel düşünce çok fazla kabul görmemiştir. Özellikle hukuksal anlamda İslam fıkıhçıları ve onların etrafında oluşan kültürel çevre totaliter yönetimlerle işbirliği içinde olmuşlardır.
Biliyoruz ki bütün toplumlarda gecikmeli de olsa nihai anlamda özgürlük, adalet ve siyasi katılım esas olmuştur. Oysa Müslüman toplumlarda adalet düşüncesinin seyri, Batı’daki hukuksal tekamülle aynı paralelde yürümediği için kurumsal anlamda bir hukuk inşası ne yazık ki mümkün olmamıştır. Çünkü geleneksel İslam siyaset düşüncesi zulmü kabullenmeyi ve zorba sultanların her türlü otoriter uygulamalarına karşı itaat etmeyi öğütler.
Her ne kadar Osmanlı’da hilafetin sona ermesiyle birlikte kendi içinde bir takım demokrasi ve hukuk devleti arayışları olmuşsa da maalesef bu arayış, kurumsal bir hukuki yapı inşa etmeyi başaramamıştır.
Galiba bu çerçevede Müslüman...