Küresel şebeke hep fazla mesai...
Geçen günlerde bir gazetede şöyle bir haber cümlesi okudum: “Klasik fay hatlarının Türkiye’de tedavülden kalkmasıyla, devleti ve milleti kendilerine göre; yeniden dizayn etmek isteyen uluslararası karanlık merkezlerin...
Geçen günlerde bir gazetede şöyle bir haber cümlesi okudum: “Klasik fay hatlarının Türkiye’de tedavülden kalkmasıyla, devleti ve milleti kendilerine göre; yeniden dizayn etmek isteyen uluslararası karanlık merkezlerin yeni hesabı, kadınları sokağa dökerek, onların kutsallığı üzerinden her kesim insanı bir araya getirmek. ” Neden böyle bir haber yapılır, doğrusu anlamakta biraz güçlük çekiyorum ama, bu küresel güçler kimlerse anlaşılan işleri güçleri yok ve durmadan Türkiye için fazla mesai yapıyorlar. Tuhaf bir ülke burası. . . Ne zaman başımız dara düşse, ne zaman ekonomik ve toplumsal problemler yaşasak hemen tarihsel mağduriyetlerimize ve de travmalarımıza sığınarak yeni düşmanlar icat eder, kendi beceriksizliklerimizle yüzleşmemek için akla hayale gelmedik rahatlama yöntemleri icat ederiz. *** Çok uzağa gitmeye gerek yok, son yüz yıllık siyasi tarihimize baktığımızda bile, aslında bu tür paranoyaların çok da azımsanmayacak bir külliyat oluşturduğunu, özellikle de siyasi iktidarların başarısızlıklarını kamufle etmede önemli bir görev ifa ettiğini rahatlıkla görebiliriz. Biliyoruz ki bütün siyasi iktidarlar eleştiriden pek hoşlanmazlar, dolayısıyla sıkıntılı süreçleri geçerken üzerlerindeki toplumsal dikkati muhayyel düşmanlara yönlendirmeyi ve de mümkünse mesela “kaos senaryosu” benzeri tanımları dolaşıma sokmayı tercih ederler. Her krizin arkasında bir “küresel şebeke” arayan bu anlayışa göre; geçmişte yaşadığımız ‘Sağ-Sol’ çatışması bu şebekenin işidir, ‘Alevi-Sünni’ tartışmaları, Kürt sorunu ve de Gezi olaylarını bu küresel güçler başımıza bela etmiştir. Aslında 80-90 yıllık siyasi tarihimizde iktidarlar, ekonomide, dış politikada, eğitimde, kültürde müthiş başarı hikayeleri yazdılar ama bu başarıyı hazmedemeyen ‘dış güçler’ bizi durdurmak için işlerini güçlerini bırakarak bizi boğmak üzere seferber oldular! Buradan çıkan sonuç şu; biz aslında Kürt sorununu çözdük, Alevilerin talep ettiği haklarını verdik, memleketimizde hiçbir özgürlük sorunu yok, hukukun üstünlüğüne dayalı bir sistem inşa ettik, işsizlik diye bir problemimiz kalmadı, bu yüzden de küresel şebeke bize düşman.