Keyfiliğin tek çaresi hukukun üstünlüğü
Bugün ne zaman adalet konusu gündeme gelse, çok doğal olarak herkesin neredeyse tek referans kaynağı, Batı demokrasilerindeki hukukun üstünlüğü, kuvvetler ayrılığı gibi kavramlar olmaktadır. Buna itiraz...
Bugün ne zaman adalet konusu gündeme gelse, çok doğal olarak herkesin neredeyse tek referans kaynağı, Batı demokrasilerindeki hukukun üstünlüğü, kuvvetler ayrılığı gibi kavramlar olmaktadır. Buna itiraz edebilirsiniz, “Zaten Batıcıların başka bir referans kaynağı da olamaz” diyerek kendinizi mutlu da edebilirsiniz. Ama bu, günümüz İslam dünyasının içine düştüğü adaletsizliği ve zulüm ortamını ortadan kaldırmaya yetmez. Ancak her şeye rağmen umutsuz olmak da gerekmiyor. Zira tarih boyunca, keyfiliğe ve zulme karşı insanların sığınabileceği tek alan adalet olmuştur. Bireysel özgürlüklerden insanlar arasındaki hak-hukuk ilişkilerine, zulmün ortadan kaldırılmasından vergi konusuna kadar her alanda İslam uleması haksızlık ve keyfiliğin asgariye çekilebilmesi için sürekli ahlak, fazilet ve adalet üzere olmayı vurgulamışlardır. Bu konuda, İmam-ı Azam’ın önemli talebelerinden birisi olan İmam Ebu Yusuf’un temel aldığı ilkeler aşağı yukarı çağımızda da benimsenen evrensel ilkelerdir. Bilindiği gibi, Çağının önde gelen fakihlerinden biri olan İmam Ebû Yusuf; Hanefî Mezhebi’nin metodolojisi dâhilinde, geniş bir coğrafyaya yayılan Müslümanların karşılaştığı problemlerin çözümünde içtihat ederek önemli bir fonksiyonu yerine getirmiştir. *** Ebu Yusuf, günümüz hukuk ve iktisat literatüründe de ciddi bir yere sahip olan Kitab’ül Haraç adlı eserinde halife Harun Reşid’e ‘adalet’ konusunda önemli tavsiyelerde bulunmuştur. Bu bağlamda Harun Reşid’e hitaben söylediği şu tavsiyeler son derece dikkat çekicidir: “Allah’ın rızasına uygun olarak adalet icra ederseniz ecir ve sevabınız çok büyük olacağı gibi, bilakis Allah (c.