Kemalist’imiz de dindarımız da fetihçidi
Toplumların tarihinde yaşanan tecrübeler her zaman çok değerlidir. Zira yaşanan büyük acılar ve bu acıların yarattığı travmalardan ders almayı başarabilen toplumlar, aynı zamanda geleceği inşa etmede...
Toplumların tarihinde yaşanan tecrübeler her zaman çok değerlidir. Zira yaşanan büyük acılar ve bu acıların yarattığı travmalardan ders almayı başarabilen toplumlar, aynı zamanda geleceği inşa etmede zengin bir tecrübe birikimine sahip olurlar. Biliyoruz ki Avrupa İnsan Hakları sözleşmesi, 2. Dünya Savaşı’nda yaşanan yıkımların bir daha yaşanmaması amacıyla bir çare olarak ortaya çıkmıştır. Ve bu insan hakları kavramıyla birlikte tabii hukukun yeniden doğuşu gerçekleştirilmiş ve yasaların da üzerinde insanın doğuştan, vazgeçilmez, devredilemez birtakım haklarının bulunduğu ve devletin bu hakları korumakla yükümlü olduğu anlayışı yerleşmiştir. Kısacası, insan haklarının vazgeçilmezliğinin hukukun garantisi altına alınması İkinci Dünya Savaşı’nın insanlık hafızasına nakşettiği tecrübeler sayesinde gerçekleşmiştir. Doğal olan gerek bütün bir insanlık coğrafyasında, gerekse bu topraklarda yaşanan tecrübelerin bizim toplumumuz için de insani anlamda bir tekamül örneği oluşturmasıdır. Ama bütün bu tecrübelere rağmen, bazı zihniyet gericiliklerinin Türkiye toplumunda hala yaşanmaya devam ediyor olması endişe vericidir. Bu konuda en son Cumhuriyet Bayramı’nda metroda yaşanan bir olay var ki, aslında bu örnek bile nasıl bir hal içinde olduğumuzun en önemli göstergesidir. İddia şu; Cumhuriyet Bayramı’nda metronun içinde cübbeli bir adamı gören bir grup, cübbeli vatandaşı hedef alarak sesli bir şekilde 10.