İftiraların olmadığı bir Türkiye için…
14 Mayıs’ta cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimi için sandık başına gittik, vekilleri belirledik ama cumhurbaşkanlığı ikinci tura kaldı.Hemen belirtelim bu seçimde Tayyip Erdoğan da Kemal...
14 Mayıs’ta cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimi için sandık başına gittik, vekilleri belirledik ama cumhurbaşkanlığı ikinci tura kaldı.
Hemen belirtelim bu seçimde Tayyip Erdoğan da Kemal Kılıçdaroğlu da kazanamadı, meselenin özeti budur. Dolayısıyla seçim şimdi sıfırdan başlıyor ve bu kez kelimenin tam anlamıyla bir referandum niteliği taşıyor.
Tıpkı 14 Mayıs’ta olduğu gibi 28 Mayıs’ta da son kararı yine millet verecek ve o saatten sonra bütün itirazlarımızı bir tarafa bırakıp sadece halkın vereceği karara saygı duyacağız.
Ama sandığa gitmeden önce, 29 Mayıs sabahı nasıl bir Türkiye’ye uyanacağımız konusunda ciddi bir vicdan muhasebesi yapmak zorundayız.
Maalesef normal gelişmiş ülkelerin sahip olduğu demokratik imkanlara sahip değiliz. Bir tarafta devletin bütün imkanlarını cömertçe kullanabilen, dahası hiçbir yasal ve anayasal sınır tanımayan ve bu konuda hesap verme yükümlülüğü de olmayan bir devlet partisi var, diğer tarafta ise topluma sesini duyurabilmek için sınırlı medya gücüne sahip bir muhalefet var.
Kısacası adaletsiz bir seçim yarışı ile karşı karşıyayız. Ayrıca adaletsizliğin ötesinde muhalefet öylesine bir...