Büyük sanatçıların içindeki
Tarihin bütün dönemlerinde, yaşadıkları dünya konusunda kafa yoran, sanatsal ve düşünsel yaratıcılığın peşinde hayatlarını ortaya koyan büyük sanatçılar hep yalnız...
Tarihin bütün dönemlerinde, yaşadıkları dünya konusunda kafa yoran, sanatsal ve düşünsel yaratıcılığın peşinde hayatlarını ortaya koyan büyük sanatçılar hep yalnız yaşamışlar ve uçurumlarını kendi içlerinde taşımışlardır. Bu yüzden de çoğu zaman içlerindeki lavlardan uzaklaşmak ve kendilerinden bile kaçmak istemişlerdir. Ateşli bir hastanın buz dağlarını özlemesi gibi, içlerindeki yangını söndürmek ve kaderlerinden kaçmak için sürekli mekan değiştirerek şifa umarlar. Peşlerinde adeta bir mutsuzluk sürüsü vardır. Çoğu zaman yaralı bir ceylan gibi kaderin kollarına atarlar kendilerini. Ama kaçış hiç bitmez. . . *** Stefan Zweig, “Dünya fikir mimarları-kendileri ile savaşanlar” kitabında, her zaman ‘son derinliğe’, ‘son düşüşe’ özlemle koşan ünlü Alman şairi Kleist’i anlatırken bu konuda çok muhteşem bir tanımlamada bulunur: “Kleist’in uçurumu içindedir, bu yüzden ondan kaçamaz. Yanında gölgesi gibi taşır onu.