Bu vicdani perişanlığın çaresi yok mudur
Türkiye’nin son dönemde yaşadığı ahlak ve vicdan savrulması karşısında doğrusu insanın içi burkuluyor. En iyi tanıdığınızı sandığınız, yıllarca aynı siyasi iklimi...
Türkiye’nin son dönemde yaşadığı ahlak ve vicdan savrulması karşısında doğrusu insanın içi burkuluyor. En iyi tanıdığınızı sandığınız, yıllarca aynı siyasi iklimi paylaştığınıza inandığınız insanların içine düştükleri vicdani perişanlığı gördükçe kahroluyorsunuz. Bu nasıl bir haldir, herkes birbirinin gözünü oymak için köşe başına saklanmış fırsat kolluyor. Ve en dehşet verici olanı da kutuplaşma üzerinden ‘öteki’ni pataklama şehvetine kapılan insanların bütün ahlaki ve vicdani değerleri hayatlarından uzaklaştırmış olmalarıdır. Öyle ki içinden geçmekte olduğumuz rahmet ayında bile insanlar komşusuna, arkadaşına ve hatta akrabasına karşı şefkati, merhameti unutmuş durumdalar. *** Sanki kimsenin siyasi rekabet dışında bir meselesi kalmamış gibi. . . Muarızlarını tepelemeye karar verenler için hiçbir ahlaki ve insani kural yok artık. Eğer herkesi bağlaması gereken yasa ve kurallar giderek hükmünü icra edemez hale gelmişse, mesela her siyasi aktör iki oy daha fazla alabilmek için muarızlarına her türlü iftirayı atabilir, hatta ‘vatan haini’ ve ‘terörist’ bile ilan edebilir.