Bu hikaye sizin yüreğinize ağır gelir
Şu günlerde hainlik-vatanseverlik ikilemi arasına hapsedilen ve yüksek tansiyonda seyreden bir referandum tartışmasını yaşıyoruz. Ne yazık ki siyaset coşkusunu kaybetmiş, fikri tartışmalar tam bir seviye kaybıyla malul...
Şu günlerde hainlik-vatanseverlik ikilemi arasına hapsedilen ve yüksek tansiyonda seyreden bir referandum tartışmasını yaşıyoruz. Ne yazık ki siyaset coşkusunu kaybetmiş, fikri tartışmalar tam bir seviye kaybıyla malul durumda, dini alanın ruhaniyeti ise alabildiğine hırpalanmış bir görüntü arz ediyor. Daha da önemlisi birlikte yaşama şevkimizi kaybetmiş durumdayız.
Hava kurşun gibi ağır... Birbirimizi hırpalamaktan, etrafa korku salmaktan adeta zevk alıyoruz. İnsanlar referandum konusunda görüşlerini komşularıyla paylaşmaktan bile çekinir haldeler, ‘hain’ damgası yememek için neredeyse saklanarak yaşamayı tercih ediyorlar.
Maalesef bu konuda AK Parti büyük bir haksızlığa maruz bırakılmış durumdadır. Çünkü bu negatif halin sorumluluk merkezine AK Parti oturtulmuş bulunmaktadır. Oysa partinin yetkili isimleri ‘hainlik’ ve ‘vatanseverlik’ ayrımından duydukları rahatsızlığı çok açık bir şekilde ifade etmişlerdir.
***
Ne yazık ki AK Parti’nin en büyük talihsizliği, partinin etrafında konuşlanmış bulunan ‘itibarsızlaştırma timleri’dir. Çünkü kimlerin hain olduğuna, kimlerin vatansever, yerli ve milli olduğuna onlar karar veriyor. Farklı fikir beyanında bulunan dava arkadaşlarını, dostlarını bile rahatlıkla hain olarak yaftalamaktan çekinmiyorlar.