‘Ya kötü adamlar bizsek!’ diyebilmek

Son seçim yenilgisi sonrası siyasi tartışmalara biraz ara verip dinlenmek, biraz geçmişe, biraz geleceğe dair okumak isteseniz de başarmanız zor. Seçim travması tatil beldelerinde çok daha derin yaşanıyor ve "kibri"...

Son seçim yenilgisi sonrası siyasi tartışmalara biraz ara verip dinlenmek, biraz geçmişe, biraz geleceğe dair okumak isteseniz de başarmanız zor. Seçim travması tatil beldelerinde çok daha derin yaşanıyor ve "kibri" elden bırakmayan öfkeli bir ruh hâliyle karşılaşıyorsunuz. Nereye giderseniz gidin, ister bir deniz kenarına ister bir semt pazarına fark etmiyor, aynı ruh hâliyle siyaset tartışılıyor.
İyi olan ilk kez tartışmanın muhalefet üzerinden yürümesi. Ancak ümitsiz seçmen hâlâ muhalefet partileri içinde yürüyen, "O gitsin ben geleyim" tartışmasına kilitlenmiş durumda.
Ne yazık ki muhalefet cephesinde bu kilitlenmeyi, bu sıkışmışlığı aşacak cesur bir çıkış da yok. Ne siyasetçiler ne de aydınlar seçim sonrası sahici ve samimi bir yüzleşme yapmış değil. Mayıs yenilgisi sonrası çok sayıda "Muhalefet ne yapmalı?" yazısı okudum. Hiçbiri o ağır travmaya çare önermiyor.
Çünkü hiçbirinin analizi Türkiye gerçekliğiyle örtüşmüyor. AK Parti'yle Başkan Erdoğan'ın neyi değiştirdiği, halkın neden her seçimde destek verdiği gerçeği görülmediği gibi Türkiye'nin bu yolculukla küresel arenada...

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
İmamoğlu, İsrail ve ‘sol’ CHP 02 Mayıs 2024 | 1.090 Okunma DEM kimin DEM’i? 30 Nisan 2024 | 3.072 Okunma 68’lilerin torunları sarsıyor 29 Nisan 2024 | 568 Okunma Akşener ve ‘mıntıka temizliği’ 28 Nisan 2024 | 725 Okunma Özgür Özel’e iki koldan saldırı 27 Nisan 2024 | 857 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar