Hayat ve sanat vakfı

“Yaşlı bir Hintli çiftle konuşuyoruz. Budist iken Müslüman olduklarını anlatmaya şu sözlerle başlıyorlar: Gençliğimizde mistik bir grup bizi davet ettiğinde, bize katılın istediğiniz gibi...

“Yaşlı bir Hintli çiftle konuşuyoruz. Budist iken Müslüman olduklarını anlatmaya şu sözlerle başlıyorlar: Gençliğimizde mistik bir grup bizi davet ettiğinde, bize katılın istediğiniz gibi yaşayın demişlerdi. Katıldık ve istediğimiz gibi yaşadık. Ama zamanla bu sözün bir kıymeti olmadığını fark ettik.

Neden?

İnsan sadece kendi istediği gibi yaşayacak olduktan sonra, hayatın anlamı var mı?

Yok mu?

Yok. Kendimi kendime kilitler kalırım. Ötelere bakamam. Ne başka insanlara, ne başka alemlere.”

Bu alıntı Ateş ve Bahçe adlı romanımdan. Anadolu’ya ve bu topraklarda iç içe geçmiş sayısız kültüre, ritüele, efsaneye, değişen yeni hayatın ironisiyle bakarken, sayısız dertli dertsiz insana, inanışa ve kıssaya bir ağıt niteliğinde. Belgesel çekimi için aylardır yollarda iken kadın kocasını bir tünelde kaybeder. Ve onu ararken hemen her taşa yüzü kazınmış Meryem’den yüzü saklı Hz. Muhammed’in hakikatine söyleşilerden anılara, geçmişten geleceğe bir belgesel yolculuğu yapmaya başlar.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Bu mecradaki son yazı 22 Haziran 2019 | 301 Okunma İstanbul’dan Elmalı’ya beldeleri merkez yapan nefes! 18 Haziran 2019 | 138 Okunma Öğrenmenin önündeki en büyük engel: Benlik kibri 15 Haziran 2019 | 258 Okunma Siyaset meydanı da ‘akleden kalb’e dahil 11 Haziran 2019 | 62 Okunma Birlikte geçilen kapılar, tek başına girilemeyen odalar 08 Haziran 2019 | 150 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar