Erdoğan konuşunca kötü şeyler mi oluyor?

Merkez Bankası faiz artırımına gittiğinde dolar değer kaybediyor, Cumhurbaşkanı Erdoğan konuştuğunda ise dolar yükseliyor.

Doları ve piyasaları maniple ederek galiba bizlere bir şeyler anlatmak istiyorlar. Erdoğan’ın ekonomiye müdahalesinin “tersi” sonuçlar verdiğini düşünmemizi istiyorlar. Bunlar ekonomi yönetimini “bağımsız” tutma gayretleri.

Açıkça şunu söylüyorlar: Cumhurbaşkanı ve Başbakan ekonomi yönetimine karışmasın, mümkünse uzak dursun.

Merkez Bankası’nın bağımsızlığına ve özerkliğine dair yakın zamana kadar dillerden düşmeyen pek süslü açıklamalar, hükümeti ekonomi yönetiminden uzak tutma amacı taşıyordu.

Düne kadar Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ı sadece ekonomi yönetimine değil, dışişleri yönetimine de uzak tutmaya çalışıyorlardı.

Peki ekonomi ve dışişleri hükümete bağlı kurumlar değil mi?

Yoksa buralarda görev ve sorumluluk üstlenenler, Dünya Bankası ve Amerikan dışişlerine mi bağlı?

Ne var ki Erdoğan sayesinde Türkiye bu tür sorunları tek tek geride bırakıyor; sadece siyasette değil, ekonomide de istikrarın ve güvenin kaynağı bugün “milli irade”dir.

Cumhurbaşkanı’nın “[Ekonomideki gelişmeler] Aynı şeyi yine söylüyorum, teğet geçecek” sözü topluma ve yatırımcılara büyük bir güven verdi. Kısa vadede dolar üzerinden “psikolojik krizler”yaratılabilir, ancak Türkiye’yi büyük bir ekonomik krizin içine sürükleyemeyecekler.

Zira sorun ekonomik değil, siyasi.

15 Temmuz darbesinin planlandığı Ocak 2016’da, ABD’de eşzamanlı olarak savunma bakanı, eski Türkiye büyükelçileri, istihbarat servisi ve Hillary Clinton’ın dış politika danışmanlarının da katıldığı toplantıda, Türkiye’ye ilişkin, “ekonomik abluka ve güvenlik tehditlerini hissedilir derecede artırma” kararı alındı.

Yani yaşadıklarımız 15 Temmuz fırtınasının devam rüzgârları.

“Ekonomi yönetimimiz çok iyi, Erdoğan karışmasın”, “O konuştuğunda dolar artıyor” diyenler, aslında “Erdoğan gitsin” korosunun solistleri.