Sorunun peşinde

Bir ressama gittim ilkin. Kenarlardan daralmış, grisi fazla bir gökyüzü çizmenin peşindeydi. İzledim onu. Fırçaları tuvale vuruşuna dikkat kesildim. Sonra sordum: “Ey renklerin efendisi. Paletinde kuşlar...

Bir ressama gittim ilkin. Kenarlardan daralmış, grisi fazla bir gökyüzü çizmenin peşindeydi. İzledim onu. Fırçaları tuvale vuruşuna dikkat kesildim. Sonra sordum: “Ey renklerin efendisi. Paletinde kuşlar, yalnızlıklar ve kalbi kırılmışlar saklayan büyük ressam. Söyler misin bana? Benim bu çaresizliğimin bir rengi olsaydı, ne olurdu o?”

Ressam, çizdiği gökyüzünden ayırmadı gözlerini. Sandım ki sorumla ilgilenmiyor. Cevap vermeyecek bana. Canım sıkıldı. Kalkmaya yeltendim. Yekindim. “Kehribar” dedi, “senin çaresizliğinin rengi kehribar olur ancak. Bazı saçların, bazı gözlerin, bazı kolyelerin, hatta bazı tespihlerin rengi olarak değil ama. Ateş görmüş çocukların, menenjitin, suçiçeğinin, kızamığın rengi olarak kehribar. Sirkeli bezlerin, buz kalıplarının, duaların ve sabahlamaların kehribarı... Kaçırılmış vapurların, yakalanamamış trenlerin, çaresiz el sallamaların, ağlamak için arkanı dönmeyi beklemelerin kehribarı.”

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sosyal çürüme yazıları 4: Ahlâkî pozculuk cumhuriyeti 23 Nisan 2024 | 434 Okunma Sosyal çürüme yazıları 3: Şişirilmiş dudaklar cumhuriyeti 20 Nisan 2024 | 908 Okunma Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti 16 Nisan 2024 | 954 Okunma Yavaş orman 14 Nisan 2024 | 291 Okunma Sosyal çürüme yazıları 1: Üçüncü sayfa cumhuriyeti 13 Nisan 2024 | 759 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar