Yaşar Kemal, nasıl yazdı?.. Pamuk Tarlasından Deniz Tarlasına...
Yazan: Faruk ŞENSOY (Erkekçe dergisi, 1982/Haziran) Yaşar Kemal'in Menekşe'si küskündü o gün... Bir öğle üzeri Büyük Usta ile, kabanların, gocukların sığınağını sırtlarımızda...
Yazan: Faruk ŞENSOY (Erkekçe dergisi, 1982/Haziran)
Yaşar Kemal'in Menekşe'si küskündü o gün... Bir öğle üzeri Büyük Usta ile, kabanların, gocukların sığınağını sırtlarımızda taşıyarak, Basınköy'den aşağı iniyorduk. Hava; dokunsak ağlayacak. Yağmur desen, şöyle çocuk gözlerinden kaynaklanan sağanaklar örneği değil için için kendi ezikliğinde üzerimizde gezinip duruyordu.
Oysa, bildiğim kadarıyla, birkaç gün öncesinin havası daha sevecendi. Bahar denilen o yürek özlemi, en renkli muştularıyla varmıştı üstümüze...
Ama, o gün Menekşe, Yaşar Kemal Usta'nın Menekşe'si küskündü.... Ya da bana öyle geliyordu.
"Bir yoldu, parıldayan gümüşten, Gittik, bahs açmadık dönüşten" demişti bir şair-i azam...
Kirli suların bizden daha aceleci, kıvrıla kıvrıla iki yanından indiği çukuru bol, gümüş sırtlı yoldan aşağı nazlanırken, biz de dönüşten söz açmıyorduk. O gün, yitirdiğimizi sandığımız bahar, doğanın tüm canlısından tomurcuk vermişti; yeşilin tartışılmaz egemenliğinde, ağaçları, bahçeli küçük evleri, soluğa çıkmış pencere...