Vakıf Katılım Bankası

Bundan otuz yıl kadar önce ülkemiz üniversitelerinde İslam Hukuku, İslam Ekonomisi, Faizsiz Bankacılık terkiplerinin adı anılmaz, akademyada yer alması mensuplarının aklına sığmazdı. Bugün birden fazla...

Bundan otuz yıl kadar önce ülkemiz üniversitelerinde İslam Hukuku, İslam Ekonomisi, Faizsiz Bankacılık terkiplerinin adı anılmaz, akademyada yer alması mensuplarının aklına sığmazdı. Bugün birden fazla üniversitemizde lisans üstü seviyede İslam Ekonomisi ve Faizsiz Finansman (İslam Bankacılığı) konularında master ve doktora programları açıldı, dersler yapılıyor, tezler yazılıyor. Bunlara ek olarak üniversiteler, sivil toplum örgütleri ve katılım bankaları ilmî toplantılar tertip ediyorlar, bu ilim dalları ile ilgili konularda tebliğler sunuluyor, tartışmalar yapılıyor. Benzer faaliyetlerin Doğu'da ve Batı'da başka ülkelerde de yapıldığını biliyoruz.
Ülkemizde 1984-85 yıllarında ilk “özel finans kurumu”nun açılması tamamlandı. 1990'lı yıllarda çıkarılan ve değişiklik yapılan Bankalar Kanunu'nda bu kurumun adı “katılım bankası”na çevirildi. Mevcut iktidar dönemine kadar bu bankalar önemli bir gelişme kaydedemedi. Sebebi birden fazla olup başında iktidarların İslâmî olana ters bakmaları, yeterli personelin bulunamaması ve halkın “faizsiz finans” konusunda gerektiği kadar bilgi, inanç ve bilinçten yoksun olmaları gelmektedir.
Bir zamanlar bu bankaların istedikleri kadar şube açmaları bile mümkün olmazken bugün kendileri çoğalmış, son iki yıl içinde de devlet katılım bankaları (Ziraat ve Vakıf) kurulmuştur.
Önceki gün (26 Şubat 2016) Vakıf Katılım Bankası'nın açılışını ülkenin devlet başkanının teşrif etmeleri ve önemli bir konuşma yapmaları meselenin geçmişine göre rüya gibi bir gelişmedir. Madem ki ülkenin Cumhurbaşkanı, Başbakanı, bakanları, bir kısım yüksek düzey bürokratları bu bankalara destek veriyorlar, işinde ve işleminde helal ile haramı ayırmak gibi bir inancı, endişesi ve davası olan müminlere önemli vazifeler düşüyor.
Bu müminlerin vazife ve sorumluluklarını ilim adamları, banka yöneticileri, ülke yöneticileri ve halk diye dört kısımda ele almak gerekiyor:
İlgili dallara mensup ilim adamları birinci derecede İslam ekonomisi, sonra bunun içinde bir bölüm olarak faizsiz bankacılık (veya finans) konularını çalışma konuları olarak belirlemeli, hem kendileri, uygulama alanındakilerin önünü açacak, yollarına ışık tutacak, yapılanın sahih olarak yapılmasını sağlayacak çalışmalar yapmalı, hem de bir yandan ilim adamları, diğer yandan alanda çalışacak kaliteli eleman yetiştirmelidirler.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
İslâm’da kadının değeri üzerine 05 Mayıs 2024 | 294 Okunma Niçin Diyanet 28 Nisan 2024 | 2.918 Okunma Tebliğ mi temsil mi? 21 Nisan 2024 | 299 Okunma Birkaç soru ve cevap 14 Nisan 2024 | 552 Okunma Gösteriş ve istismar 07 Nisan 2024 | 370 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar