Onlar kardeş, niçin ayırıyorsunuz?

TV'de bir konuşmayı birkaç dakika dinledim; konuşmacı anlaşılan Mevdûdî'den hoşlanmıyor, sözü bağımsız Pakistan devletinin kurulmasına getirdi ve şöyle dedi:“Mevdûdî bir ulus...

TV'de bir konuşmayı birkaç dakika dinledim; konuşmacı anlaşılan Mevdûdî'den hoşlanmıyor, sözü bağımsız Pakistan devletinin kurulmasına getirdi ve şöyle dedi:
“Mevdûdî bir ulus devletin kurulmasını istiyordu, Ebü'l-Hasen Nedvî ve Ebü'l-Kelam Âzâd gibi ümmetten yana olan alimler ise Hindistan'dan ayrılmaya karşı idiler”.
O günün şartları içinde Hindistan'da yaşayan Müslümanların alimleri, “Hindu çoğunluğun hakim olduğu laik-ulus devlet kurmak isteyen Hindistan içinde azınlık olarak mı yaşamanın yoksa bağımsız bir İslam devleti mi kurmanın daha uygun olacağı” konusunda farklı görüşlerde oldular. Bu görüş ayrılığının “onların bir kısmının ulus devletten, bir kısmının ümmet oluşumundan yana oldukları” iddiası ile alakası yoktur. Onların tamamı ümmetten yanadırlar ve mevcut şartlarda parçalanmış ümmeti birliğe kavuşturma (İttihad-ı İslam) davasına sahiptirler. Ayrıca Nedvî, Pakistan devletinin kuruluşu ve amacı hakkında çok takdirkâr ifadelere sahiptir (es-Sırâ beyne'l-fikreti'l-islamiyye ve'l-fikreti'l-ğarbiyye, s.99 vd.)
Mevdûdî ile Nedvî arasındaki ilişki tam bir dostluk ve kardeşlik ilişkisidir. Başka vadilerde dolaşanlar, sağa sola satışanlar, ümmeti toparlamak yerine bölüp parçalamaya sebep olacak söylemlere sahip olanlar bu Rabbânî alimlerin kardeşliğine leke süremezler.
Bu konularda yeterince okuma ve işin aslını öğrenme imkanına sahip olmayanlar için bu alimler arasındaki ilişkiyi ortaya koyan sözleri ve davranışları bir kitabımdan aktaracağım (İslami Hareket Öncüleri-I):
Nedvî siyasi düzenin değişmesini ıslahat planının merkezine almıyor, bunu öncelemiyor; aksine siyasi değişimi, iman ve ahlak alanlarında yapılacak ıslahatın tabii sonucu olarak görüyordu. Bu sebepledir ki, Mevdûdî'nin özellikle “el-Mustalah'tu'l-Erba'a” isimli kitabında yaptığı ve şehid Seyyid Kutub'u da etkileyen “siyasi ıslahatı merkeze alma” yaklaşımını tenkit etmiş, “İslam'ın Siyasi Yorumu…” adını taşıyan kitabını bu maksatla kaleme almıştı. Bu kitap Mevdûdî'nin tabilerini öfkelendirmiş, reddiyeler yazmalarına sebep olmuşsa da Nedvî'nin dostu Mevdûdî'yi öfkelendirmek şöyle dursun memnun etmiş, aralarında onlara yakışan yazışmalar olmuştu.
Nedvî, eleştirisini ve kendi görüşünü genişçe açıklamak üzere kaleme aldığı “et-Tefsîru's-Siyâsiyyu li'l-İslam fî Mir'âti-Kitâbâti'l-Üstaz Ebi'l-A'lâ el-Mevdûdî ve'ş-şehîd Seyyid Kutub Kahire, 1980” isimli esrinde özetle şöyle diyor:
İslam dünyası ve bu meyanda Hindistan Müslümanları Batı uygarlığının meydan okumaları ve etkilerine maruz oldukları bir zamanda (yirminci yüzyılın ortalarında) büyük üstad Mevdûdî, Haydarabad'da Tercümanu'l-Kur'an isimli dergisi ile mücadele bayrağını çekti, sert ve yakıcı üslubu ile ilerleme, değişerek yenileşme, aşırı kavmiyetçilik düşüncelerini eleştirdi. Yalnız bu eleştirilerle yetinmedi, faiz, tesettür, cihad, kurban, kölelik, Kur'an ve Sünnet'in bağlayıcı kaynaklığı, İslam hukukunun bazı alanlar… bütün bunları ele aldı; güçlü, etkili ve sağlam dayanaklı bir şekilde konuları açıkladı ve savundu. Onun kitaplarının, makalelerinin ve konuşmalarının, okumuş Müslüman tabakasını aşağılık duygusundan kurtarma, kendi dinine, kültür ve medeniyetine güvenme bakımından oynadığı çok önemli rolü görmezden gelmek büyük haksızlık olur.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
İslâm’da kadının değeri üzerine 05 Mayıs 2024 | 278 Okunma Niçin Diyanet 28 Nisan 2024 | 2.918 Okunma Tebliğ mi temsil mi? 21 Nisan 2024 | 299 Okunma Birkaç soru ve cevap 14 Nisan 2024 | 552 Okunma Gösteriş ve istismar 07 Nisan 2024 | 370 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar