Zaman akıp geçerken: Sardunyalar, kahveler, insanlar...

Gençlere, yeni yetme çağındaki çocuklara bakıyorum. Öyle uzaktan değil, mahalleden, sokaktan, hayatın ta içinden... Müthiş bir "aile sancısı" görüyorum.

Anne baba kendi hayat kavgaları içinde kavrulup giderken çocuklarına dair kafayı taktıkları tek şey okul başarıları olmuş. Eh, o "başarı" dediğiniz nedir? Kıtlık içinde varlık. Yani herkes için değildir, herkese yetmez... Bakıyorum, çocuklar için tatlı bir sığınak olması gereken evleri hemen dışarı kaçılacak boğucu bir yere dönüşmüş... Çocuklar mutsuz, ebeveynler mutsuz ve en fenası bütün bunlar doğru düzgün konuşulmuyor, mutsuzluk bir uğultu gibi... Kulakları tırmalıyor. Ama herkes işitmezden geliyor. Niye yazdım bunları? Hani soruyoruz ya, niye gençlere eğlenmek bile iyi gelmiyor diye... Neşelerini erkenden kaybediyorlar çünkü.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
İktisat değil, insan... 26 Nisan 2024 | 178 Okunma Ana muhalefet için gelecek nasıl gelecek? 25 Nisan 2024 | 306 Okunma Bu ‘ego’larla nereye? 23 Nisan 2024 | 451 Okunma Aynada kendimize bakmaya sıra gelecek mi? 22 Nisan 2024 | 384 Okunma Geçiştirilen geçmiş ve gelecek 19 Nisan 2024 | 124 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar