2018'e giderken dış politikadaki manzara

2017'nin son günleri yaklaşırken, Türkiye dış politikasındaki genel manzarayı değerlendirmekte fayda var. Son birkaç yıldır hem Türkiye hem de bölge türbülanslı bir dönemden geçiyor. Dış...

2017'nin son günleri yaklaşırken, Türkiye dış politikasındaki genel manzarayı değerlendirmekte fayda var. Son birkaç yıldır hem Türkiye hem de bölge türbülanslı bir dönemden geçiyor. Dış politikada sıklıkla zikzaklı görüntüler sergileniyor. Bunu Trump'a yaklaşımda da, Suriye meselesinde de ve İran'la ilişkilerde de defaatle gördük. Fakat her ne kadar 2017 yılı vurgusunu yazının başında yapmış olsam da, aslında bu yıl bağlamında değerlendireceğimiz trendlerin birçoğunun bir yıldan daha uzun ömürleri var. Bu yazıda, dış politikada son yıllarda hangi başlıklarda nasıl değişimler yaşandığına ve hangi noktalarda daha dikkatli davranılması gerektiği hususlarına değineceğim. Söylem değişimi: Son birkaç yıldır Türk dış politikasının kullandığı söylemde ciddi değişimler yaşandı. Yeni bir bölgesel düzenin inşasında kurucu ve başat bir rol oynama söylemleri yerini daha çok ulusal güvenlik tehditleri temalarına bırakmış durumda. Bölgede Arap Baharı'nın yaşadığı dönüşüm, Türkiye'nin yüzleştiği güvenlik tehditlerinin niteliğini ve boyutunu düşündüğümüzde bu anlaşılabilir bir durum. Fakat buradaki asıl tehlikeyi ulusal güvenlik tehditleri söylemi iç politikada bir güvenlikleştirme siyasetine yol açması oluşturuyor.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Suriye politikasının siyasi hedefi ve aş 10 Şubat 2020 | 2.078 Okunma Suriye politikasının siyasi hedefi ve aşil topuğu 09 Şubat 2020 | 14 Okunma İdlib, Libya veya ‘yeni dünyanın’ hakika 03 Şubat 2020 | 214 Okunma Muhasebe 27 Ocak 2020 | 163 Okunma Libya üzerinden Avrupa’yı okumak 20 Ocak 2020 | 1.849 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar