Kendi hayvanlarımız, kendi hukukumuz

Erenköy’de yürüyorum, vakit akşam olmuş. Durup yeni yapılan bir binaya bakarken, yanıma orta yaşlı, başörtülü bir hanım yaklaşıyor. “Ben sizi bir yerden tanıyorum” diyor. Ben daha cevap vermeden...

Erenköy’de yürüyorum, vakit akşam olmuş. Durup yeni yapılan bir binaya bakarken, yanıma orta yaşlı, başörtülü bir hanım yaklaşıyor. “Ben sizi bir yerden tanıyorum” diyor. Ben daha cevap vermeden “aaa bizim Gaffar bu” deyiveriyor. Sağ olsun iltifat ediyor. İki dakika konuşuyoruz, mahalle sakini imiş, her akşam üstü sokak hayvanlarına su ve yiyecek bırakmak için çıkıyormuş.

Her halinden mütedeyyin bir insan olduğu anlaşılan bu hanım, “Müslüman Erenköy’ün” tipik bir sakini. Sadece Erenköy’ün mü? Müslüman Türk kültürünün egemen olduğu her yerin sakinleri böyle değil mi? Yalnızca insanın değil, mahallede ve doğada yaşayan her canlının hukukunu gözetmek, gerekirse ekmeğini suyu paylaşmak bu halkın en kadim özelliklerinden biri değil mi?

Şüphesiz öyle ve Türkiye’nin uçsuz bucaksız coğrafyasında insanlar, hayvanlarla kurdukları binlerce yıllık bir hukuku işletmeye devam ediyorlar.

Peki bu hukukun bozulduğu olmuyor mu? Olmaz olur mu hiç. Endüstriyel çiftlik kurup işkence ile “üreticilik” yapmaya kalkanlar var mı? Var. Sokakta kendi halinde yaşayan hayvana eziyet etmeye kalkan, saldıran, zehirleyen var mı? Var. Hatta bunlardan bile beteri var… “Silah alın hayvanları öldürün, yetmedi onlara bakanları öldürün” diyecek kadar canavarlaşmış karanlık yapılar da var.

Şehirleri kontrolsüzce büyüterek hayvanlara yaşayacak yer bırakmadık. Yirmi yıldır sokak hayvanları için ayrılan kısırlaştırma bütçelerini başka yerlere harcadık, israf ettik. Belediyeler, görevlerini yapacaklarına zavallı hayvanları toplayıp kentin çeperlerine terk etti. Oralarda kontrolsüzce çoğalan hayvanlar, açlıktan birbirlerini yedi, kırsalda kendi halinde yaşayan insanların huzurunu kaçırdı.

Bu sorunları hepimiz görüyoruz ve bir an önce çözülmesini istiyoruz. Tek bir insanımızın saçının teline bile zarar gelsin istemiyoruz. Çözümleri de yıllardır yazıyoruz, konuşuyoruz. Bu işin uzmanları da son derece güzel formüller üretiyorlar. Dahası dünyaya örnek olacak denli güzel, Müslüman Türk toplumuna yaraşır bir yasamız var. Hep beraber, vicdan, şefkat ve merhamet dairesinden çıkmadan ortak bir akıl geliştirebiliriz. Bunu yapmak varken nereden türediği belli olmayan tiplerin “itlaf edelim, öldürelim, yetmez hayvanseverleri de öldürelim” kışkırtmaları arasında kavgaya tutuşuyoruz.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sinan Ateş cinayetinde tuhaf gelişmeler 08 Mayıs 2024 | 1.745 Okunma AK Parti’ye verilen akıllar ve sıvışanlar 06 Mayıs 2024 | 2.776 Okunma Kadınları da toplatacak mısın vali bey? 03 Mayıs 2024 | 3.220 Okunma Abdullah Gül’ün çakarlıları 01 Mayıs 2024 | 3.985 Okunma Atatürk tüccarlığı 26 Nisan 2024 | 3.355 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar