Pazar yazıları -20-

Ahir zamanın en büyük hastalığı imansızlıktır. Nitekim Sevgili Peygamberimiz aleyhisselam bu günlere işaret ederek şöyle buyurmuşlardı: "Ey eshabım! Sizler öyle bir zamanda yaşıyorsunuz ki;...

Ahir zamanın en büyük hastalığı imansızlıktır. Nitekim Sevgili Peygamberimiz aleyhisselam bu günlere işaret ederek şöyle buyurmuşlardı: "Ey eshabım! Sizler öyle bir zamanda yaşıyorsunuz ki; İslamiyet’in onda dokuzunu yapıp yalnızca birini bile ihmal ederseniz helak olursunuz! Fakat öyle bir zaman gelecek ki, bu on kısım İslamiyet’in yalnızca bir kısmını yapabilenler kurtuluşa erecektir."


Evet; işaret edilen o bir kısım, imanın ta kendisidir. Günümüzün modası imansızlık; lakin onunla da yetinmediler ve iman ehli arasında da aynı modayı yaymaya çalışıyorlar. Üstelik de bunu, din adamları marifetiyle yapıyorlar.


Uzunca bir zamandır; ekranlara din adına çıkıp konuşan zevat ki, bunların çoğu akademik unvan sahibi ve branşlarının sözde profesörleri. Hemen hepsinin ortak özelliği; anlatmaya çalıştıkları İslamiyet’i Kur’an-ı kerimle sınırlamak ve Hazreti Peygamberi aleyhisselam bunun dışında tutmak! Adına da (Kur’an İslam’ı) diyorlar!


Aynı anlayışa mahut ‘paralel yapı’ da destek vermiş ve; ‘La ilahe illallah’ kafidir; 'Muhammed-urrasulullah, demeye lüzum yoktur' diyerek, akılları sıra böylece, ehl-i kitabın hoşgörüsünü kazanacaklardı! Allahü tealanın rızasını bırakıp; Nasara (Hıristiyan) ve Yahudi’nin rızasına koşmak gibi bir mükellefiyet olmadığına göre; bunlar acaba nereden talimat alıyorlar?!.


Bakınız sevgili okuyucularım; Peygamberler olmadan; Allahü tealaya iman ve ibadet mümkün olsaydı; bunca Peygamber (aleyhimü-sselavatü vetteslimat) gönderilir miydi?!.


Bakınız; akıl tek başına hüccet değildir. Akılsız olmaz ama akılla da her şey olmaz. Akılla, akıl dairesinin içindekiler olur; akla teğet geçen ve aklın haricindekilere akıl ne yapabilir? İslamiyet’te iman, akla değil; gaybadır. Yani bilinmeyenedir. Mesela; kabir hayatı veya ahiret hâlleri; bunların hangisinde akıl, tek başına karar verip inanabilir?

Bilakis reddeder; bunlar benim idrak ve anlayış kapasitemin dışında der! Akıl mahdut yani sınırlıdır. Sınırlı sınırsızı kavrayamaz.


Zira, akıl ne düşünürse, neyi hayal ederse; Allah o değildir. Akıl, düşündüğüne iman ederse; Allaha değil kendine; kendinin sınırlı hayaline iman etmiş olur.


Peygamberlerin her biri birer rahmettir; bizim Peygamberimiz, Muhammed aleyhisselam ise, bütün âlemlere rahmettir. Çünkü O, bütün zamanların ve mekânların Peygamberidir. Seyyid Abdülhakim Arvasi (kuddise sirruh) hazretleri buyuruyor ki: "Her Peygamber, kendi zamanında, kendi mekânında, kendi kavminin hepsinden, her bakımdan üstündür. Muhammed aleyhisselam ise, her zamanda, her memlekette, yani dünya yaratıldığı günden kıyamet kopuncaya kadar, gelmiş ve gelecek bütün varlıkların, her bakımdan en üstünüdür. Hiç kimse, hiçbir bakımdan O’nun üstünde değildir. Bu güç bir şey değildir. Dilediğini yapan, her istediğini yaratan, O’nu böyle yaratmıştır. Hiçbir insanın O’nu methedecek gücü yoktur. Hiçbir insanın O’nu tenkit edecek iktidarı yoktur."


İşte böyle üstünler üstünü bir Peygamber aleyhisselam vasıtasıyla Cenab-ı Hakk, dinini insanlığa  gönderdi. Her bakımdan en üstün olanın, kendi içinde en üstün vasfı ise; mahbubiyyet  yani SEVGİLİolması.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Siyasette algı savaşları -2- 08 Mayıs 2024 | 64 Okunma Siyasette algı savaşları -1- 06 Mayıs 2024 | 149 Okunma Seçim analizi -9- 04 Mayıs 2024 | 53 Okunma Seçim analizi -8- 01 Mayıs 2024 | 193 Okunma Seçim analizi -7- 29 Nisan 2024 | 342 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar